6 Şubat Depremi ve 1. Yıl Dönümünde Yaşananlar!

6 Şubat Depremi ve 1. Yıl Dönümünde Yaşananlar!

6 ŞUBAT 2023'de Maraş merkezli ve 11 ilin içinde olduğu, asrın-yüzyılın felaketi diyebileceğimiz, arka arkaya iki deprem yaşandı. Bu depremler başta Maraş,Hatay ve Adıyaman olmak üzere diğer iller ve ilçelerle birlikte büyük bir yıkıma, büyük bir can kaybına, can pazarına neden oldu. Şehirler adeta yerle bir oldu, yok oldu. 7.7 , 7.6 şiddetinde arka arkaya yaşanan bu depremlerin yıkıcılığı ve tahribatı her yönüyle çok ağır ve büyük oldu. 

Onbinlerce bina yıkıldı, onbinlerce bina büyük hasar görüp oturulamaz hale geldi. Resmi açıklamalara göre en son yapılan açıklamada 53 bin ölüm oldu deniyor. Ama ölü sayısının bunun çok çok üstünde olduğu, yine onbinlerce insanın yaralı ve sakat kaldığı, yüz binlerce bölge halkının evsiz barksız kaldığı gerçeği orta yerde dururken; 20 yıldır ülke yöneten iktidar cephesinden yapılan ve gerçekleri tamamıyla tersyüz edip manipüle eden yüzsüzlükle karşı karşıyayız. Sadece bu değil, gerçekleri dile getiren, gizli burjuva pisliklerini ortaya seren ve çıkaranlara karşı azgınca saldırarak, susturmaya ve sindirmeye çalışarak tehditler üzerine tehditler savuruyor. 

Arka arkaya gelen iki büyük depremin yarattığı büyük yıkım ve felaketin ardından, yıkılan ve adeta yok olan şehir,kasaba ve köylere 3 gün boyunca uğramayan, milyonlarca insanı büyük bir acı ve çaresizlik içinde başbaşa bırakan; buna karşın varolan güçleriyle koşup halkın imdadına yetişen devrimci -sosyalist güçleri engellemek ve ulaştırılmaya çalışılan acil ihtiyaç malzemelerini engelleyen, ihtiyaç malzemesi yüklü araç ve tırların halka ulaşmasını engellemek için her türlü zorbalığı yapan halk düşmanı bir zihniyetle karşı karşıya kalındı. Ama tarihsel olarak her dönemde olduğu gibi, darda ve zorda olan halkın yanına ve yardımına koşan ilerici devrimci ve sosyalist güçler olurken; " bunlar terörist, bunlardan uzak durun" diyerek devrimcileri kriminalize ve terörize eden geri faşist güçler oldu.

Devrimci sosyalist güçlerin halka yardım dağıtmak için kolektif olarak birlikte organize edip örgütlediği ve kurdukları çadır yerleşim yerlerine ve merkezlerine bile, böylesi bir acı ve felaket sürecinde de bu kayyumcu zihniyet buralara da kayyum atamaktan geri durmadı. 

Ama tüm engellemelere, zorbalığa ve anti propagandaya rağmen, her tarihsel dönemde olduğu gibi, bu zorlu ve kritik süreçte de halkın yardımına koşan, onların yanıbaşında olan devrimciler sosyalistler oldu. Aylarca halkla birlikte bu çalışmaları örgütsel güçleri oranında sürdürdüler. 

Şunu da ifade edelim ki, bu halka karşı bir lütuf değil, devrimci bir görev ve sorumluluktu. 

Bugün depremin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen, bu 1 yıllık süre içinde iktidara bağlanmış tüm TV kanalları ve tüm diğer iletişim araçları ve medya ordusuyla gerçekleri tersyüz edip çarpıtarak,aslı astarı olmayan asparagas yalan haberler pompalayarak "yaraları sarıyoruz" diyorlar.

Oysa ki işin acı gerçeği şu ki; depremin her alanda yarattığı büyük yıkım sonuçlarını dahi kamuoyuna açıklamadılar, açıklayamadılar.Çünku birçok şeyin ve gerçeklerin ortaya çıkmasını istemediler ve üstünü kapattılar. Mesela gerçek ölüm sayısını vermediler, çünkü gerçek ölüm sayısının kendi açıkladıklarının kat kat üstünde olduğunu kendileri de biliyor. Bakan düzeyinde "kesinlikle kayıp çocuk yok" deniyor ama yüzlerce aile kayıp çocuklarını arıyor ama kimin umurunda. 

Deprem sonrası yapılan kampanyalarda o kadar paralar toplanmasına rağmen ve deprem vergisi adı altında toplanan milyarlarca lira iç edilmişken, bir yıl içinde 300 bin konut yapıp teslim edeceğiz sözü depremzedelere verilmişken, bir yıl sonra bunun ancak ve ancak % 10 nu yapmışlar. 

Tüm bunlara rağmen bu sözün sahibi depremin 1.yıl dönümünde, Hatay halkına "oy yoksa yardım da yok" diye tehditler savuruyor. Bize oy vermediğiniz için depremde yardım alamadınız diyor açık açık. Yani önümüzde seçim var ona göre iyi düşünün demeye getirerek, aba altından sopa gösteriyor. 

Bunlar da yetmiyor, üstüne üstlük birinci derecede kendi rantçı ve talancı politikası olmakla birlikte; ikinci derecede bunca yıkımın ikinci faili olan ve uzun süre şehircilik ve iklim bakanlığı yapmış,bunca yıkıma, acıya ve onbinlerce can kayıplarına neden olan imar aflarının altında imzası olan Murat Kurum gibi birisini de, 16 milyonluk gibi ciddi deprem riskli bir mega kente belediye başkanı olarak aday gösteriyor. İnsan aklıyla dalga geçiyorlar gerçekten. Memleketin hali bu, çok rahatlar, tekrar birçok yeri kazanacaklarından çok eminler. Genel toplumsal muhalefetin zayıflığı ve geriliğinden büyük güç alıyorlar. 

Sonuç olarak; diğer depremlerde de olduğu gibi, bu büyük depremde de insanlık, insanlık onuru ve insanlık adına adalet, hukuk ve insan hakları yine enkaz altında kaldı. Adeta "geliyorum" diyen, öngörülen bir depreme karşı hiçbir önlem ve hazırlık yapmayarak onbinlerce insanımızı kaybettik, binlerce insan kurtarılmayı beklerken soğukta enkaz altında donarak öldü, katledildi. 

Evet sevgili halkımız, 6 Şubat depreminin 1.yıl dönümünde yeniden büyük bir acı gerçekle yüzyüze geldiniz, geldik. Yakınlarınızı, kaybettiklerinizi andınız, acı ve öfkeyle haykırdınız, tepki gösterdiniz egemen sınıf temsilcilerine. Unutmadık, unutturmayacağız dediniz dediniz.Unutmak mümkün değil elbet. Unutsak bile bu rantçı, sömürücü, vurguncu ve talancı haramilere yol verdiğimiz sürece, bu yıkıcı ölümcül felaketler yakamızı bırakmayacak ve bize tekrar tekrar hatırlatacaktır. Çünkü Türkiye - Kuzey Kürdistan coğrafyası deprem kuşağının yoğun olduğu bir yer.

Çare,çözüm; tüm kötülüklerin ve eşitsizliklerin kaynağı olan ve insanlığın bir felaketi olan kapitalizmden kurtulmak ve sosyalizmi kurmak ve yaşatmaktır. Bu nedenledir ki;

-Kapitalizm Öldürür!

-Sosyalizm Yaşatır! diyoruz.

07.02.2024