Ortadoğu Çıkmazı!
Dünyada, bölgede veya bir ulus devlet coğrafyasında olup bitenler, yaşanan siyasal ve toplumsal olaylar, çatışmalar, işgaller; dünyanın, bölgenin veya ulus devletin siyasal, sınıfsal ve ekonomik temeli ve bu temel üzerinden yükselen çelişkiler üzerinden yaşanır ve kendini gösterir. Yani yaşanan tüm siyasal ve toplumsal olaylar, çatışma, savaş ve işgaller, var olan dünya emperyalist kapitalist sistemin ve onun dayandığı ekonomik,siyasal ve sınıfsal dokunun ürettiği ve açığa çıkardığı şeylerdir.
Dolayısıyla Ortadoğu'yu anlamak ve analiz etmek için, dünya egemenlik sisteminin jeopolitik ve jeostratejik durumu ve konumuna bakmak ve göz önünde bulundurmak gerekir. Çünkü tarihsel olarak Ortadoğu'da geçmişte ve bugün yaşananlar, dünya egemenlik sisteminin geçmiş ve bugünkünden bağımsız değildir. Aksine onun tarihsel olarak hep hegemonik alanı ve önemli bir parçası olmuştur.
Bugün Ortadoğu gibi bir coğrafyada bu denli yoğun çelişkilerin, kaosun, çatışma,savaş ve işgallerin yoğun olmasının temelinde birkaç önemli faktör yatmaktadır.
1) Ortadoğu'nun tarihsel, toplumsal, kültürel,etnik ve dini dokusu.
Dünyadaki belli başlı, yani semai dinlerin Ortaduğu çıkışlı olması, bölgenin durumu ,geleceği açısından ve yaşanacaklar açısından çok önemli bir fay hattı oluşturmuş ve önemli bir rol oynamıştır. Dinler arası rekabet ve savaşlarla, mezhepsel çatışmalarla bölgede çatışmaların fitili ta bu dönemden ateşlenmiştir.
Dinler ve mezhepler arasındaki çelişki, çatışma ve savaşlar, buradan da tüm dünyaya yayılarak yüzyıllar boyu sürmüş, kırımlar ve katliamlarla milyonlarca insanın ölümüne neden olmuş ve günümüze kadar gelmiştir. Ve günümüzde de hala değişik boyutlarıyla devam etmektedir.
2) Ortadoğu'nun yeraltı ve yerüstü enerji kaynaklarıyla, dünyanın en zengin enerji kaynakları havzasına ve bölgesine sahip olması.
Yılda sadece 800-900 milyar dolar petrol gelirine sahip bir coğrafya-bölge. Ama bunu emperyalist efendileriyle işbirlikçileri krallar,emirler, şeyhler ve aileleri yiyor. Halk,ezilen işçi ve emekçiler yoksulluk ve sefalet içinde.
Bölgenin zengin enerji ⁸kaynakları özelliğiyle emperyalist kapitalistler için her zaman stratejik bir öneme ve değere sahip olmuştur. Emperyalistlerin bu bölgede yoğun bir şekilde hegemonik kapışma ve dalaşının bölgenin sürelikli çatışma ortamının temelinde de bu yatmaktadır
3)Filistin ve Kürt sorunu
Ortadoğu'da yüzyılı aşan kaos ve çatışmaların en temel ve başat sorunlardan birisi de, Filistin ve Kürt sorunu gerçeğidir. Bu iki sorun bölgenin sürekli kanayan yarasıdır. Tüm dünya insanlığının gözü önünde Ortaduğu'nun en temel ve canalıcı sorunlarından biri olan kanamaya, bölgenin ve ezilen dünya insanlığının cok önemli bir gündemi olmaya devam etmektedir.
Tarih boyunca Kürt ve Filistin ulusunun var olma ve özgürlük mücadelesi, emperyalist küresel güçler ve bunların bölgedeki gerici-faşist işbirlikçi devletler tarafından boğmaya ve yok sayılmaya çalışılmaktadır. Her türlü saldırı yöntemleri, asimilasyon,imha, inkar,katliam ve soykırımlarla yok edilmeye çalışılmaktadır.
Ama emperyalistler ve bölgesel işbirlikçi güçler ne yaparlarsa yapsınlar, hangi zalimlikleri yaparlarsa yapsınlar, yakılan özgürlük ateşini söndüremeyecekler.Eninde sonunda özgürlük mücadelesi kazanacaktır.
Siyonist İsrail devletinin Filistin'e saldırısı.
2.Emperyalisit paylaşım savaşı sürecinde Hitler-Alman faşizmi tarafından, insanlık tarihinin en büyük zulmüne ve soykırımına uğramış, 6 milyon insanını kaybetmiş Yahudi halkının ve ulusunun bugün Filistin halkına ve ulusuna yaptığı katliamlara ve soykırıma ne demeli? Geçmişte soykırımdan ⁶geçirilmiş atalarının ve dedelerinin torunlarının ezilen bir halka, ulusa yaptıklarını nasıl izah edeceğiz ve açıklayacağız.
Aslında sorunu sınıfsal temelde ele alan ve bakan biz devrimci ve Marksistler açısından mesele çok açık ve net.Mülkiyetçi dünya sisteminin,başka bir ifadeyle emperyalist-kapitalist sistemin bir parçası ve ayağı olarak kurulmuş bir İsrail devletinden başka da birşey beklenemez. Sömürücü egemen sınıfların ve emperyalistlerin plan ve projeleriyle oluşturmuş ve kurulmuş ve batılı emperyalist güçlerin kanatları ve koruması altında oluşmuş bir ulus devletten ancak ve ancak zulüm , zorbalık ve barbarlık beklenir.
2.Emperyalist paylaşım savaşı sonrası, 1948 'de başta Amerika ve İngiltere olmak üzere batılı emperyalistler tarafından,yahudi nüfusunun Filistin nüfusunun üçte biri kadar olan bir bölgede zorla ve yapay bir şekilde İsrail devleti kuruldu. Ve sonradan dünyanın değişik coğrafyalarından yahudi nüfus bu bölgeye getirildi ve yerleştirildi.
İsrail devleti kurulduğu tarihten bu yana da özellikle Amerikan emperyalistlerinin koruması ve kanatları altında( bugün olduğu gibi) ve onun desteği ve işbirliğiyle sürekli Filistin'lilere saldırdı. Her geçen gün Filistinlileri katlederek ve onların topraklarını gaspederek,işgaller gerçekleştirerek ve buralara yeni yerleşim yerleri açarak ışgalle topraklarını sürekli genişletti. Açtıkları yerleşim yerlerinde kitlesi üzerinde ırkçı-faşist propagandayı ve nefret duygusunu hiç elden bırakmadı ve bunları Filistinlilere karşı milis gücü olarak kullandı. Böylece İsrail devleti işgalciliğiyle toplumun önemli bir kesimini adeta zehirledi.Elbette bunun yanında azımsanmayacak bir kesim de İsrail'in bu saldırganlığına karşı çıkıyor.
Ve bugün İsrail devleti Ortadoğu'da Amerikan emperyalizminin desteği ve sayesinde tam bir savaş makinasına ve emperyalist güçlerin Ortadoğu'da tetikçisi ve vurucu gücü haline dönüştürülmüş durumda.
Tüm dünyanın gözü önünde ve 75 yıldır Filistinlilere karşı zorbalıkla sınır tanımıyor. İki ayı aşkın bir süredir Gazze'yi yakıp yıkıyor, tüm insanları hiçbir ayrım yapmadan, çoluk çocukları da katletmeye devam ediyor. Hiçbir kural tanımıyor. Çünkü biliyor ki batılı emperyalist güçler arkasında ve destek için sıraya geçti ve adeta birbiriyle yarıştılar. Şimdilerde ufak tefek mırıldansalarda bunların göstermelik olmaktan öte birşey olmadığını biliyor.
Ve bundan dolayı da barbarlıkta, katliam ve soykırımda sınır tanımıyarak hastaneleri,sivil sığınma yerlerini, mülteci kamplarını defalarca vurarak, saldırının başlamasıyla birlikte bugüne kadar 20 binin üzerinde Filistinliyi katlettti ve katletmeye devam ediyor.
Yazının sonunu bağlarken şunun altını özellikle kalın bir çizgiyle çizmek ve vurgulamak isterim ki; dünyayı emperyalist haydutlar tarafında yönetildiği sürece, dünya ezilen insanlığı, ezilen halkları,ulusları bu zalimlikleri hep yaşayacaktır
Çünkü bunların tarihleri budur.
Bunu ortadan kaldıracak olan, bu dünyanın gerçek sahiplerinin ayağa kalkması ve geleceğine sahip çıkmasıdır.
21.12.2023