2024 Avusturya Ulusal Meclis Seçimleri İçin Çağrı!

2024 Avusturya Ulusal Meclis Seçimleri İçin Çağrı!

Kapitalist sistem yıllardır derin bir yapısal krizin içindedir. Bu kriz sadece artan ekonomik eşitsizliklerle değil, aynı zamanda sosyal ve ekolojik sorunların derinleşmesiyle de kendini gösteriyor. On yıllardır hakim olan neoliberal politikalar, işçi sınıfının sistematik sömürüsünü daha da kötüleştirmiştir. Özelleştirmeler, sosyal yardımların kesilmesi ve iş haklarının gerilemesi eşitsizliği artırmış ve çevreyi doğal kaynakların acımasızca kullanılmasından dolayı ciddi şekilde tahrip etmiştir. Bu neoliberal dalga, sermayeyi insan emeği ve doğanın yağmalanması pahasına güçlendirmiş ve büyük şirketlerin kârlarını halkın ihtiyaçlarının önüne koymuştur.

Mevcut kriz aşamasında endişe verici siyasi gelişmeler yaşıyoruz. Avusturya Ulusal Konsey seçimlerinde yapılan anketlere göre, faşist ve neoliberal partiler, örneğin Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), ön sırada çıkan güçler olarak görülüyor. Bu partiler, kapitalizmin neden olduğu sorunlar için çözüm sunmaktan uzaklar; aksine, söz konusu sorunları daha da kötüleştiriyorlar. İklim değişikliğini reddediyor, burjuvazinin çıkarlarını savunuyor ve işçi sınıfını bölmek ve dikkatlerini kapitalist/emperyalist sistemin yarattığı- gerçek sorunlardan uzaklaşmak için ırkçı nefret söylemlerini kullanıyorlar.

Burjuva parlamentosundaki seçimler işçi sınıfının nihai kurtuluşunu hiçbir biçimde sağlayamaz. Kısmi reformlar mümkün olsa bile, kapitalist sistemin temel sömürü mekanizmaları varlığını sürdürmektedir. Faşist güçlerin seçilmesi, tarihi bir geri adım anlamına gelecek ve yapısal krizi derinleştirip, insan ve doğanın sistematik sömürüsünü daha vahim hale getirecektir.

Kapitalizm, iklim değişikliğine sebep olan asli fail güç olmanın yanında, -Avusturya'daki son sel felaketinde de görüldüğü gibi- artan çevre felaketlerinin de yegâne sorumlusudur.

Bu sistem, sonsuz büyüme, acımasız sömürü ve burjuvazi lehine azami kâr güdüsü üzerine kuruludur. İklim değişikliği, bu kâr odaklı mantığın doğrudan bir sonucudur.

Dünya kapitalizmin yükü altında ezilirken, kapitalist-emperyalist sistemi destekleyen güçler, kitleleri manipülasyon ve dikkat dağıtma yöntemleriyle yönlendirmeye devam etmektedirler.

Avusturya'da bu gelişmelere öncülük eden parti Avusturya Özgürlük Partisi(FPÖ)'dür. Bu neoliberal-faşist parti, işçi sınıfının dikkatini kapitalist sistemin neden olduğu gerçek sorunlardan uzaklaştırmak için ırkçılığı kasıtlı ve manipülatif tarzda kullanmaktadır.

Sosyal ve ekolojik krizin gerçek nedenleriyle yüzleşmek yerine, FPÖ göçmenlere ve azınlıklara karşı nefret ve bölücü ve dışlayıcı tohumlar ekmektedir. 1930'larda NaziPartisi'nin yaptığı gibi, FPÖ de faşizmin klasik argümanlarını, proletaryayı ve emek cephesini bölmek, baskıların gerçek nedenlerini dikkatlerden gizlemek için bir araç olarak kullanmaktadır.

Aynı olgusal gerçeğin farklı görünümleri olan iklim değişikliği ve toplumsal/sınıfsal eşitsizlikler, ısrarla göz ardı edilmek istenmektedir. Kapitalizmin alt edilmesi, sadece iklimi korumak için değil, aynı zamanda işçi sınıfı ve diğer ezilen toplumsal katmanları sistematik sömürü ve finansal baskıdan kurtarmak için de gereklidir.

Kapitalizmden kurtulmak, yalnızca ekolojik tahribatın sona ermesini değil, aynı zamanda halkın yaşamsal ihtiyaçlarının mali oligarşik bir azınlığın sınırsız kâr hırsına feda edilmediği, daha adil ve dayanışmacı bir toplumun yaratılmasını da sağlayacaktır. Sadece kapitalizmi aşan köklü bir değişim, “iklim krizini” durdurabilir ve işçi sınıfı ve ezilen diğer toplum kesimlerini burjuvazinin egemenliğinden kurtarabilir.

Burjuva parlamentosundaki seçimler kapitalizmin gerekli dönüşümünü sağlayamasa da, Avusturya Komünist Partisi'ne (KPÖ'ye) destek vermek ve onun politikalarını savunmak, görece daha mantıklı bir tercih olabilir. KPÖ, neoliberal ve faşist gündeme karşı tutarlı bir şekilde duran, anti-faşist ve kısmen komünist bir parti olarak öne çıkmaktadır. Bu partinin pozisyonları, mevcut partilere alternatif sunmakta ve daha adil ve dayanışmacı bir toplum için önemli değerleri temsil etmektedir. KPÖ tek başına köklü değişiklikler gerçekleştiremese de, onun desteklenmesi doğru yönde bir adım ve mevcut zorluklarla mücadelede önemli bir işarettir.

Baran Meriç