
Sessizlik Öldürüyor! Filistin Ulusu Soykırıma Uğrarken Dünya Seyrediyor!
İsrail Siyonist-faşist devleti, Orta Doğu’daki planlarını Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Avrupa emperyalist devletleriyle birlikte uygulamaya koyarken, en büyük direniş potansiyeline sahip olan Filistin ulusuna yönelik soykırımı fütursuzca sürdürüyor.
Dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan bu katliama karşı sokaklara dökülürken, İsrail’e hâlâ silah ve lojistik destek sağlayan emperyalist devletlerin liderleri kamuoyunun tepkisini yatıştırmak adına yüzeysel eleştirilerle yetinip, İsrail’i “biraz daha dikkatli olmaya” davet etmekle yetiniyor.
80.000’e yakın insanın öldürülmesi, 100.000’den fazla kişinin yaralanması ve 2 milyondan fazla insanın aç, susuz ve ilaçsız bırakılması; yaralıların tedavi bile edilememesi karşısında bu tepkiler fazlasıyla yetersiz kalmaktadır. İsrail’e yönelik göstermelik uyarılar, gerçek bir müdahale anlamı taşımamaktadır.
İsrail yalnızca Gazze’de değil, Batı Şeria’da da soykırımını sürdürüyor; Suriye’ye yönelik hava saldırıları ve işgallerle bölgesel saldırganlığını genişletiyor. Gazze’ye gönderilmek istenen yardım konvoylarının İsrail tarafından defalarca engellenmesi, yaşanan felaketin büyüklüğünü gözler önüne sermektedir.
Tüm hava sahalarını İsrail savaş uçaklarına açan emperyalist devletler, Birleşmiş Milletler tarafından organize edilen yardım konvoylarının Gazze’ye güvenli bir şekilde ulaşmasını sağlayacak bir koridor oluşturmayı neden gündemlerine almıyorlar? Çünkü İsrail’in bölgedeki varlığı ve saldırganlığı onların çıkarlarıyla örtüşmektedir.
Yardım konvoylarının Gazze’ye engelsiz ulaşması için BM kurumlarına ve hükümetlere kitlesel baskılar yapmalıyız. İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırımı durdurmanın, yardımın ulaşmasını sağlamanın yolu halkların doğrudan müdahalesinden geçmektedir. Silah ve lojistik destek sağlayan devletlere yönelik baskıyı artırmalı; bu desteği kesmeleri için kamuoyu oluşturmalı, gerekirse sivil itaatsizlik ve blokaj eylemleriyle sevkiyatları engellemeliyiz.
Gazze’ye ulaşmak için bireysel ya da küçük gruplar halinde girişilen cesur eylemler kitleselleştirilmeli ve örgütlü hale getirilmelidir. Süregiden bu vahşet karşısında sessiz kalınamaz. Sessizlik, seyirci kalmak ya da hiçbir şey yapmamak, istemeden de olsa bu soykırımı onaylamak anlamına gelir.
Bu nedenle bütün duyarlı insanlar, sanatçılar, bilim insanları, gazeteciler, insan hakları savunucuları, parlamenterler, sendikacılar, anti-faşist ve anti-emperyalist kurumlar olarak bu soykırıma karşı öfkemizi ortak eylemlere dönüştürmeli ve Filistin ulusunun sesi olmalıyız.
Yaşasın Filistin ulusunun şanlı direnişi!
Yaşasın halkların emperyalizme ve siyonizme karşı dayanışması!
ADHK
4 Haziran 2025