İDHF'den Açıklama: Yükselen Sağcılık, Haksız Savaşlar ve Irkçılığa karşı Enternasyonal Mücadeleyi Büyütelim!

İDHF'den Açıklama: Yükselen Sağcılık, Haksız Savaşlar ve Irkçılığa karşı Enternasyonal Mücadeleyi Büyütelim!

Bileşenlerinden olduğumuz Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu (ADHK)’nun “Emperyalist Savaşlara Karşı Sosyalizm Mücadelesini Yükselt Geleceği Örgütle! şiarı ile başlattığı kampanyayı selamlıyoruz. ADHK’nın İsviçre parçası olarak savaş kampanyamız kapsamında İsviçre'nin mümkün olan her yerinde ve mümkün olduğunca dost devrimci ve demokratik güçlerle birlikte sokak ayağı egemen olan bir eylemselliği hayata geçirmek istediğimizi duyururuz. 

Yükselen Sağcılık, Haksız Savaşlar ve Irkçılığa karşı Enternasyonal Mücadeleyi büyütelim!

Bizler biliyoruz ki haksız savaşlar esasen emperyalist devletlerin pazar savaşlarıdır. Başta ABD olmak üzere AB,Rusya ve Çin gibi emperyalist devletler ve aparatları nükleer bir savaşı dahi göze alarak karlarına kar ve güçlerine güç katmak için milyonları açlık,yoksulluk ve ölüme mahkum etmektedir.

Emekçilerin bu savaşlara taraf olması ve aktif katılması için devletlere ait tüm propaganda araçları popülist söylemler eşliğinde ve sistematik bir şekilde militarizm pompalamaktadır. Özellikle Türkiye ve Ortadoğu da militarizm geniş kesimler üzerinde etkinleştirilerek mevcut ve olası savaşlarda geniş kesimler zenginlerin kendi çıkarları için insanlığı yok eden makineler haline dönüştürülmektedir

Devam eden savaşların halkları katletmesine paralel olarak emperyalistler savaşların mali yükünü de yeni vergiler ve zamlarla halkın sırtına bindirmekten geri durmamaktadırlar. Kapitalizmin daimi olan krizlerinin kısa tarihinin sadece ekonomik boyutuna baktığımızda dahi dünya işçi sınıfını ne kadar zorlu bir süreç beklediğini görebiliyoruz.

Kapitalizm küresel ölçekte işçi sınıfına işsizliği, güvensizliği ve yoksullaşmayı ve ölümü dayatmaktadır. Ekonomik zorluklarla beraber ideolojik olarak da emekçi kesimler ve onların politik özneleri arasında “yenilgi” ve “asla başaramayız“ algısı genel bir kabül haline getirilmeye çalışılmaktadır.

Tüm bu gelişmeler ekseninde İsviçre’de de yükselen sağcı ve ırkçı politikalar her geçen gün artıyor. Özellikle de mülteciler üzerindeki baskılar ve yıldırma politikaları kapitalistlerin kendi çıkarlarını korumak adına insanların en temel haklarını bile kısıtlayacak duruma gelmiştir.

İsviçre’ye son dönemde yapılan yoğun göçler sebebiyle kamp koşulları daha da ağırlaştırılırken,uzatılmış süreç adı altında N kimlikli göçmenler yasal bekleme süresini doldurmasına rağmen tüm temel haklardan yoksun bırakılarak yıldırma amaçlı saldırılara karşı savunmasız bırakılmaktadırlar. 

Bu hak gaspları sadece N kimliklilerle de sınırlı değil. Oturumun sahibi diğer mülteciler içinde benzer sekilde aleyhte gelişmektedir. Eğitim, sağlık ve barınma gibi temel ihtiyaçlarda çözüm odaklı olmak yerine tamamen insanlarla alay eder boyutlara varan “önerilerle” entegrasyon adı altında sistematik bir değersizleştirme dayatılmaktadır. Tüm itirazlar ise deport tehdidi ile sindirilmeye çalışılmaktadır.. Dublin Sözleşmesi dayanak yapılarak mülteciler güvenli olmayan ülkelere gece yarısı polis operasyonlarında elleri kelepçelenerek iradeleri dışında gönderiliyorlar. Tüm bu hak gasplarına karşı birlikte direnmenin ve beraber hareket etmenin elzemliliğini tekrar vurgulamak istiyoruz. 

İsviçre'de yaşanan sorunlardan bir diğeri de artan yoksulluk ve düşük ücretlere karşın durmaksızın zamlanan barınma,mutfak,sağlık vb giderler Gelinen aşamada artık sadece mülteciler değil İsviçreli ailelerde gelecek endişesi taşır hala gelmiştir. Pro Familia Schweiz ve Pax (sigorta şirketi) tarafından yapılan araştırmaya göre, İsviçre’de ki ailelerin % 52’sinin geliri mevcut masrafları karşılamıyor. Özellikle sağlık sigortası primleri ve genel fiyat artışları ve birçok aile genel bakım ücretlerinin düşürülmesini istiyor. Bunun yanı sıra İsviçre de konut krizi uzun süredir devam eden bir sorun ve özellikle mülteciler bu konuda çok sıkıntı yaşıyorlar. Artan kiralar ve konut tekellerinin piyasadaki belirleyiciliği emekçilerin bu konudaki çaresizliğini artırıyor. Bu sebepten ötürü oturumunu almış ve konut kiralama hakkı kazanmış birçok mülteci hala kamp şartlarında yaşamak zorundadır. 

İşte tüm bu haksızlıkların ardındaki gücün karşısında, birlikte mücadele etmeye özgür ,adil ,sınırların ve sınıfların olmadığı, insanların savaşlar yüzünden ölmediği, kadınların ve LGBTİ+ bireylerin ötekileştirilmediği ve nefret cinayetlerine hedef olmadığı tüm kesimlerin özgür ve eşit haklara sahip şekilde yaşadığı bir dünya kurma iddiasıyla sizleri örgütlenmeye çağırıyoruz. 

Bitmez krizler ve savaşlar eşliğinde her geçen gün daha da vahşileşen emperyalist-kapitalizmin karşısında ancak ve ancak birleşik,örgütlü ve devrimci bir cephede buluşmanın zamanıdır. Emperyalistlerin klasik böl, parçala,yönet politikasını yerle bir etmenin zamanıdır. Emperyalizm işçilerin, emekçilerin kısacası insanlığın tümden düşmandırı.Bizler emperyalistler ve patronlar kendi çıkarları için nasıl birlikte hareket ediyorlarsa artık kendi çıkarlarımız doğrultusunda hareket etmeli ve birlikte daha güçlü olmanın ve bu gücü kitlelerle buluşturmanın ilerici adımlarını atmalıyız. 

Örgütlü Bir Halkı, Hiçbir Güç Yenemez !

Yaşasın Devrim ve Sosyalizm !

İsviçre Demokratik Haklar Federasyonu

İDHF

Ekim 2024