ADHF'den Avusturya Genel Seçimlerine İlişkin Açıklama!

ADHF'den Avusturya Genel Seçimlerine İlişkin Açıklama!

29  EYLÜL  2024  AVUSTURYA  GENEL  SEÇİMLERİNE  İLİŞKİN FEDERASYONUMUZ ADHF'NİN TUTUMU!

Burjuva  parlamentosunun  ve  seçimlerinin  halkın  nihai  kurtuluşu  ve  özgürlüğü  için  bir  seçenek  olmadığının  hiç  bir  tartışmaya  yer  bırakmadan  hemen  belirtelim. Bu, genel  ve  stratejik  doğruya  rağmen, bizim  somut  duruma  ve  gelişmelere  ilişkin  taktik  politika  ve tutumlarımızın  olmayacağı  anlamına  gelmez. Genel  doğruların  tek  başlarına  fazla   bir  anlam  ifade  etmiyecekleri  bilincinde  olmak  durumundayız. Genel  ve  stratejik  siyaset  ve  politikalar, toplumsal  alt- üst  oluş  ve  nitel  değişimlerde  ifadesini  bulurlar. Ancak  bunun  gerçekleşebilmesi  için de, kitlelerde  karşılığı  olan, onların  çıkar  ve  menfaatlerini  koruyup  kollayan, yeni  demokratik  mevzilerin  kazanılmasına  vesile  olan  doğru  nicel  birikimlere, taktik  politikalara  ihtiyaç  vardır. Bunlar  olmaksızın, genel  stratejik  siyasetiniz  dört  dörtlük  doğru da  olsa  hiç  bir  anlam  ifade  etmiyecektir.

Bu  nedenle, somut  durumun  somut  tahlili, buna  denk  düşecek  mücadele  ve  örgütlenme  biçimlerini  önemsediğimizi  belirtmek  isteriz. Seçimleri  taktik  bir  mücadele  biçimi  olarak  algılayan  Federasyonumuz 29  Eylül  seçimlerine  şu  çerçevede  bakmaktadır. Avusturya’da  yapılacak  olan  genel  seçim  her  ne  kadar  Avusturya’ya  özgü  gibi  görünse de, içinde  bulunduğumuz  süreçten, bu  süreçteki  genel  gidişattan  çokta  bağımsız  ele  alınamaz. Yapılacak  olan  seçimi, geçmişte  yapılan  „olağan“, rutin  seçimlerden  biraz  farklı  olarak  ele  almak  gerektiği  düşüncesindeyiz. Yani  hızla  değişen, bir  dizi  değişim  ve  gelişimi  kendi  içinde  yaşayan  bu  dönemin  somut  gelişmelerini  dikkate  alarak  tavır  koymanın, politika  belirlemenin  uygun  olacağı  inancındayız.

Uzun  yıllardır  kapitalist- emperyalist  sistem  kendi  yapısal  krizlerinin  en  önemlilerinden  birini  yaşamakta  ve  dünya  halklarına da  acımasızca  yaşatmaktadır. Özellikle  neo-liberal  yapılanmadan  kaynaklanan  bu  krizin  yükü, gerek  bölgesel  ve  vekalet  savaşlarıyla, gerek  açlık  ve  yoksulluğun  kitlelere  dayatılmasıyla  ve  gerekse  kazanılmış  ekonomik, demokratik  ve  sosyal  hakların  ya  tümden  yok  sayılması, ya da  ciddi  ölçüde  budanmasıyla  halkların  omuzlarına  yüklendi. Bütün  bu  saldırılar, katliamlar  yetmiyormuş  gibi, şimdi  çok  daha  büyük   yıkım  ve  kıyım  tehtidiyle, yani  topyekün  bir  üçüncü  Emperyalist  paylaşım  savaşıyla  dünya  halkları  karşı  karşıya  gelmiş  durumda. Özellikle  son  bir  kaç  yıldır  faşist  partilerin  iktidara  taşınmasına  hız  vererek  cephe  gerisini  sağlama  alma  çabalarını, çıkartılmak  istenen  topyökün  bir  savaşın  hazırlığı  olarak  görmek  gerekir. Bu  yeni  bir  durum  değildir. Birinci  ve  ikinci  Emperyalist  paylaşım  savaşları  sürecinde de  yaşanmış  ve  bilinen  bir  durumdur. Bu  nedenle  Avrupa’nın  her  bir  ülkesinde  ve  Amerika’da  yapılan  ve  yapılacak  olan  seçim  oyunlarını  kapıya  dayanan  savaş  tehdidinin  dışında  ele  almamak  gerekir. Ciddi  bir  noktaya  taşınan  emperyalist  savaş  tehdidine  karşı, geniş  halk  cephesinin  yaratılıp  oluşturulması  bugünden  merkezi  bir  görev  olarak  algılanmalı  ve  seçim  politikalarına da  bu  çerçeveden  bakılmalıdır. Öyle  genel- geçer  doğruları  ifade  edip, kitlelerin  önüne  sürmek  somut  durumun  ihtiyacına  ne  cevaptır, ne de  çözümdür. Fransa’da ki "Yeni  Halk  Cephesi“ kuşkusuz  tartışılacak  ve  eksik  yanları  vardır. Ama  dikkate  alınıp  dersler  çıkartılacak  cap  canlı  bir  pratik  olarak  karşımızda  duruyor. Faşist  partinin  iktidara  taşınmasının  önünde  önemli  bir  set  oluşturduğu  pratiğini  görmekteyiz  Fransa’da. Komünal  bir  geleceğin  doğrudan  temsiliyeti  olmasa da, faşizmi, doğal  olarak  Emperyalist  saldırganlığı  bir  adım  bile  geri  püskürtmesi  önemlidir. Bunu  daha da  sağlam  temellere  oturtmak  anti  faşist, anti  emperyalist  güçlerin  elindedir.

Sonuç  olarak, Avusturya’da ki  29  Eylül genel  seçimlerinin  bu  mihmanda  ele  alınması  gerektiği  inancını  taşıyoruz. Avusturya da  seçimlere  katılan  parti  sayısı  zaten  sınrılı  sayılacak  düzeydedir. Bunların  neredeyse  tamamı  birbirinin  benzeri  durumundadır. Komünist  bir  ideolojiye, siyasete  tam  olarak  sahip  olmamakla  birlikte, KPÖ (Kommunistische Partei Österreichs) diğerlerinden  yine de  ayrı  tutmak  geretiğini  düşünüyoruz. Her  şeyden  önce  faşizme  ve  emperyalist  saldırganlığa  karşı  daha  net  bir  tutum  göstermektedir. Tüm  anti  faşist, anti  emperyalist  güçlerin  bu  mevzide  mevzilenmelerinin  doğru  bir  tutum  olacağı  inancındayız.

ADHF OLARAK DEMOKRATİK HAK VE ÖZGÜRLÜKLER İÇİN TALEPLERİMİZ!

Hiç  kuşku  yok ki  ilk  öneri  ve  talebimiz, Emperyalist  savaş  tehdidine  ve  Avusturya’da  faşizmin  iktidarlaştırılmasına  karşı  güçlü  bir  halk  cephesinin  oluşturulmasıdır. Seçimler  bunun  için  bir  fırsat olarak değerlendirilmelidir.

1) ; KONUT  SATIŞLARI VE EV KİRALARI HALKIN ALIM GÜCÜ DİKKATE ALINARAK DÜŞÜNÜLMELİDİR.

2- ENFLASYON VE PAHALILIĞA KARŞI ÖNLEMLER ALINSIN!

3- ASGARİ ÜCRET EN AZ 2.000 € NET OLMALI VE HAFTALIK 30 SAATLİK İŞ GÜNÜ VE YILDA TÜM ÇALIŞANLAR İÇİN 6 HAFTALIK TATİL HAKKI  DEMOKRATİK TALEBİMİZDİR.

4- SAĞLIK SİSTEMİNİN  HALKIN LEHİNE İYİLEŞTİRMESİ VE SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN ÇALIŞMA KOŞULLARI VE ÜCRETLERİNİN ARTIRILARAK YENİDEN DÜZENLENMELİ

5- IRKÇI , FAŞİST POLİTİKALARIN VE UYGULAMALARIN ÖNÜNÜN ALINMASI.

6- KADIN CİNAYETLERİNİ DERHAL DURDURUN!

YAŞAM, İŞ VE HER ALANDA KADINLAR İÇİN EŞİT HAKLAR UYGULANSIN.

7- VERGİLENDİRMEDE, ADİL VE EŞİT UYGULAMALARA GEÇİLSİN.

8- TÜM EĞİTİM VE ÖĞRENİM ÜCRETLERİ KALDIRILSIN! DERHAL, ÜCRETSİZ EĞİTİM HAKKI!

9- AVUSTURYA'DA OTURUM VE ÇALIŞMA HAKKI OLAN HERKESE SEÇME VE SEÇİLME HAKKI TANINMALI 

  10- MÜLTECİ VE İLTİCACILARA KARŞI UYGULANAN IRKÇI POLİTİKALARA SON VERİLSİN İNSANİ YAŞAM KOŞULLARI SAĞLANSIN 

 11.09.2024

AVUSTURYA DEMOKRATİK HAKLAR FEDERASYONU