Perihan (Makbule) Yoldaşımızı Sonsuzluğa Uğurladık!
“Günler ağır günler ölüm haberleriyle geliyor” demişti sözün ustası. Mayıs ayı da devrim mücadelesinde iz bırakmış nice devrimcinin yitirildiği bir ay olarak hafızalarımızda yer tutuyor. Ezilenlerin tarihi içinde toplu katliama uğrayan halklarımız, tüm mücadele alanlarında yitirdiklerimiz ve insanlığın büyük düşüne paydaş olanlarımız da bu hafızanın oluşturucularıdırlar. Bu hafızanın bir parçası olarak bulunduğu alanlarda iz bırakmış olan Makbule yoldaşımız 8 Mayıs günü dostları ve yoldaşları tarafından Krefeld’de sayısal olarak beş yüzü aşan kitlesel bir katılımla kurumsal bir anma ile sonsuzluğa uğurlandı.
Dostlarının, sevenlerinin, aile üyelerinin ve farklı bölgelerden gelen yoldaşlarının hazır bulunuşunda saat 12.30’da kent mezarlığı salonunda gerçekleşen uğurlama töreni, saygı duruşu ile başladı. Kurumların, dostların ve aile fertlerinin konuşmalarıyla sürdü.
ADHK, ADKH ve SYM adına ortak okunan metinde “Küçük yaşlarda, köyüne gelen devrimcilerle tanışması sonucu bu mücadeleye ilk adımlarını atmaya başladı… Yaşamdaki duruşu ile yoldaşlarına her zaman örnek oldu. Uzun yıllar üyesi olduğu Duisburg derneği başta olmak üzere, yaşadığı şehir olan Krefeld’e kadar bu böyleydi… Doğduğu şehir olan Dersim’den, İstanbul’a. Avrupa’ya ilk ayak bastığı yer olan Yunanistan’dan Almanya’ya kadar geçtiği her yerde bu böyleydi…” vurgusuyla kesintisiz mücadele hayatı ve kişiliği anlatılmaya çalışıldı. Metnin devamında “Makbule yoldaşın hayat yolculuğu katliama uğramış halklar coğrafyası Dersim'in yıkılmış bir Ermeni kilisesi duvarının ıssızlığında ya da Munzur'da kanlı suların aktığı zamanların yürek yarası ağırlığında başlamış, sonrasında geçtiği sürgün ülkelerin yaşanılanları, görülenleri ve duyulanlarıyla devam etmiş ve bu sürgün yaşantıları toplamı onun kişiliğini şekillendirmiş ve zenginleştirmiştir. Devrimci yükselişle birlikte, devrimci yapılar köksüz, aidiyetsiz ya da yetim kalmış halklar için bir aile haline gelmişti. Makbule yoldaş da böylesi bir ailenin fedakar bir ferdiydi. Bu büyük ailesinin yanısıra, onun birde çekirdek ailesi vardı. Kendisi gibi üç kadın getirdi dünyaya. Hayatı paylaştığı, yoldaşı, sevgilisi Manuel ile bir ömrü dolu dolu yaşadı. Torunlarına nene oldu.” ifadeleri yer aldı. Metin “İnsanlar onu gördüğünde, onu güzel gülüşünden, yanağında oluşan gamzeden, samimi bakış ve tavırlarındaki içtenlikten tanırlardı ve insanlar onu bu ve sayamadığımız diğer özellikleriyle hatırlayacaklardır. Tanımak için Makbule yoldaşı derneklerde onun elinde büyüyen çocuklara sorun, kamplarda bir sohbeti paylaştığı insanlara sorun, bir çay sohbetinde onunla aynı masada buluşanlara sorun. Bir sözüyle teselli bulana, gurbetlik çekenin onun ilgisinde bulduğu sıla sıcaklığına sorun. Evinde serdiği yatakta yatana, yaptığı yemeği bölüşene sorun. Dağ başlarında yaşamını yitiren yoldaşlarının güneşin sofrasında kurduğu sohbetlerden sorun onu.” ifadesi ve baş sağlığı dileğiyle son buldu.
ADKH(Avrupa Demokratik Kadın Hareketi) adına yapılan konuşmada onun kuruluşundan bügününe kadar Kadın Hareketinin önemli bir emektarı olduğundan bahsedildi ve onun hikayesinin bir kadının, göçmenin ve annenin hikayesi olduğu söylendi. “Kadınların hikayeleri birden fazladır. Çünkü hem ezilendir kadın olarak hemde göçmendir. Bu anlamda kadınların hayat mücadelesi daha kapsamlıdır” ifadeleri yer aldı. Son olarak “Kızları Cansu, Tanya ve Kardelen’in üzüntülerini paylaşıyor, annelerinin sıcaklığıyla canlı yüreklerinden öpüyoruz” denildi. Hayat arkadaşı Manuel’in konuşması okundu. Konuşmada Manuel yoldaşın duygu ve düşünceleri yer aldı. Ardından Makbule yoldaşın kızı duygu yüklü bir konuşma ile kendini ifade etti.
ADHK adına yapılan konuşmada; Perihan (Makbule) Boztaş yoldaşın devrimci mücadele içerisinde aldığı görevleri titizlikle yerine getirdiğine, İnsanlarla olan ilişkilerinde sıcak ve güler yüzlü davranışlarına dikkat çekildi. Azınlıklar mezarlığına çevrilen Anadolu’dan, Dersimden Avrupa’ya sürgün olarak gelen bizlerin birbirine yabancılaşmadan ilişkilerimizi sürdürmenin, görüşmenin çok önemli olduğu hatırlatılarak; dünyamızın doğal yapısını bozarak niteliği belli olmayan hastalıkların yaygınlaşmasına sebep olan kapitalizme karşı mücadele çağrısı yapıldı. Ayrıca, Makbule yoldaşın da düşü olan; sömürüsüz, sınırsız, savaş ve sürgünlerin olmadığı, bir dünya inşa etme düşünü sahiplenmeye ve bunun için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtildi.
Partizan adına söz alındı. Konuşmacı Makbule yoldaş ile kısa süreli bir tanışmışlığı olduğunu belirtti ve buna rağmen “eli elimize canı canımıza değdi… İyi ki tanımışız” diyerek olumlu kişisel tecrübesini paylaştı. Partizan adına dayanışma, bir arada olma vurguları yapılırken ailesine, yoldaşlarına ve dostlarına başsağlığı dilendi.
Devamında yoldaşları ve dostları söz aldı. Bir konuşmacı Makbule yoldaşı farklı yönleriyle anlattı. Bu yönlerden birinin, ser verip sır vermeme geleneğinin bir yaşatıcısı ve sürdürücüsü olarak İstanbul’da olduğu kesitte emniyet sorgusundaki tutumu olduğunu söyledi. Başka bir yoldaşı tatil kamplarında bıraktığı izlerden, özlemlerinden, onun sürgün hayatından, ezilen kimliğinden bahsetti ve dayanışmayı sürdürmemiz gerektiğini söyledi. Ayrıca onun düşleriyle yaşayıp onun düşlerine sadık kalacağız ve onu düşleri insanlığın da düşü olacak. Manuel’in ve ailesinin hep yanında olacağız. Bu kalabalık onun düşlerinin ve kişiliğinin eseridir, dedi.
Uğurlama konuşmalarının ardından Makbule yoldaşın naaşı defnedilmek üzere kitleyle birlikte mezarlığa götürüldü. Buradaki merasimin ardından yoldaşın cenazesi toprağa verildi. Aile ve kurumlar adına çelenkler mezara bırakıldı. Törenin ardından DIDF Krefeld dernek binasında yemek verildi.
9 Mayıs 2024