Ludwigsburg’da Tecrit Duvarlarına Karşı Tutsaklarla Dayanışma Pikniği

Ludwigsburg’da Tecrit Duvarlarına Karşı Tutsaklarla Dayanışma Pikniği

Almanya Demokratik Haklar Federasyonu’nun bir bileşeni olan ve Güney Almanya’da faaliyet yürüten Ludwigsburg Demokratik Kültür Merkezi devrimci tutsaklarla dayanışmayı sürdürmek ve boyutlandırıp daha da fazla büyütmek için Stuttgart’ta bir piknik düzenledi. 13 Eylül 2025’te gerçekleşen pikniğe katılım yüksek ve ilgi büyüktü.

Piknik saatine yaklaşılmasıyla birlikte katılımcıların piknik alanına gelişi de yüksek bir tempoya ulaşarak devam ediyordu. Piknik ortamını dost sohbetler ve hoş karşılaşmaların atmosferi oluşturmuştu. Belirlenen başlama saatine gelinmesiyle birlikte etkinlik komitesi mücadelelerde ölümsüzleşenler için katılımcıları saygı duruşuna davet etti. Bunun ardından pikniğe konuk olanlar selamlandı ve ardından Ludwigsburg Demokratik Kültür Merkezi’ni temsilen yapılan konuşmada, bir araya gelmenin anlamını aktarırken bu etkinliğin gücümüze nasıl güç kattığını vurgulayan ve bu buluşmanın anlamını pekiştiren bir konuşma yapıldı.

Hemen sonrasında ADHF adına söz alan konuşmacı, faşist zorbalığın giderek dozunu artırdığı bir momentten geçtiğimiz bu süreçte bunun hapishanelerdeki somut yansımalarını, tarihten bugüne hapishanelerde yaşanan hak gasplarını, işkence ve katliamları dile getiren sözlerle başladığı konuşmasını; Türkiye, Kuzey Kürdistan ve dünyadaki gelişmeleri de değerlendirerek bu düzene karşı mücadele çağrısıyla sonlandırdı.

Müzik etkinliği, halaylar ve diğer etkinliklerle akşam saatlerine kadar süren bu piknikte bulunan davetliler arasında diğer demokratik ve politik kitle örgütlerini temsil eden konuşmalar da yapıldı. Yine Stuttgart ve çevresinde faaliyet yürüten Tohum Kültür Merkezi adına bir davetli söz aldı. TKM’yi temsilen söz alan konuşmacı, tutsaklarla dayanışma anlamında düzenlenen bu pikniğin önemine dikkat çektiği konuşmasında devrimciler arasında dayanışmanın elzem bir ihtiyaç olduğunu vurguladı. Konuşmasını emeği geçen herkese teşekkür ederek bitirdi.

Bu pikniğe konuk olan ve belirtilmesi gereken diğer bir konuşma da Avrupa Göçmen İşçiler Federasyonu (AGİF) adına yapıldı. Muktedir sınıfların kendi düzenlerini sürdürülebilir kılmak ve sağlamlaştırmak için şiddet kullanma ayrıcalığını da kullanarak tehdit olarak gördüğü her şeyi hedef tahtasına oturttuğunu ve ilk hedefinde her zaman hapishanelerin olduğunu anlattı. Bu bağlamda dışarı ve içerinin etkileşiminin ve hapishanenin dışarıya sistem aleyhinde yüksek tesir edici etkiye sahip olduğunu vurguladı. Bu doğrultuda sürdürdüğü konuşmasını, “Devrimciler tutsak düşseler bile dışarıdaki kitleleri harekete geçiriyorlar; düşmanın bile tahmin edemeyeceği direnişler sergiliyorlar” diyerek sonlandırdı.

Pikniğe katılan konuklar arasında, Alman hapishanelerinde bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan bir anti-faşist aktivist de vardı. Antifa aktivisti, yaptığı Almanca konuşmada, Almanya'da komünist ve sol görüşlülere yönelik tutuklamaların giderek arttığını, bu baskıların devletin içinde bulunduğu derin krizle ilgili olduğunu belirterek; Budapeşte davası tutsakları, Macaristan'a iade edilen Maja, Antifa Ost davasından hükümlü Lina ve Stuttgart'tan Nico ile Findus gibi isimleri, son olarak Diyar ve kendisini tutuklanma örneği olarak gösterdi. Nazizm karşıtı eylemler ve Rheinmetall Entwaffnen protestoları üzerinden güncel baskıları da örnekleyen aktivist, “Tek çaremiz sınırsız dayanışma içinde olmaktır” dedi ve sözlerini “Tüm siyasi tutsaklara özgürlük! Yaşasın enternasyonal dayanışma!” çağrısıyla konuşmasını tamamladı.

Son olarak ADHK Politik Tutsaklarla Dayanışma Komitesi adına söz alan temsilci, Türkiye-Kuzey Kürdistan hapishanelerinde kendini infaz, yakma, disiplin cezaları ve kurul kararları ile tahliyelerin engellenmesi, hasta tutsakların serbest bırakılmaması ve diğer hak ihlallerine değinerek başladı. Bunun yanı sıra, güncel süreçte “kuyu tipi hapishaneler” olarak adlandırılan, yeni bir mimariyle inşa edilen ve ağırlaştırılmış tecridi dayatan bu yeni konseptin murat ettiği hedefleri ve olası yol açacağı sonuçları ele aldı. Bununla ilgili olarak, devletin bu yöntemlerle asıl olarak kitleleri yönlendiren, örgütlenme alanlarını genişleten ve inisiyatif kabiliyeti olan insanları etkisiz kılmayı amaçladığını ifade etti. Bu konseptin temel amacının bireyi hapsetmekten çok, psikolojik bir sindirme aracı olarak işlev gördüğünü vurguladı. Ayrıca, hapis yoluyla verilmek istenen mesajın birey üzerinden toplumsal itaati sağlama girişimi olduğunu da vurguladı. Konuşmasını, pikniğe katılan, emek veren ve bu etkinlikle her şekilde dayanışma gösterip katkı sunan herkese teşekkür ederek bitirdi.

Gün içine yayılan diğer aktiviteler arasında, halaylar ve sofra buluşmaları da vardı. Piknikte ayrıca tutsaklarla ilgili hazırlanan görsel materyaller de dikkat çekti. Tutsakların sorunlarını anlatan; mektuplarını, resimlerini ve iletişim adreslerini içeren görseller, piknik alanında sergilendi. Ayrıca bir devrimci tutsağın gönderdiği mektup da katılımcılarla okunarak paylaşıldı.

Bu etkinliklerle birlikte tutsaklarla dayanışma pikniği, birlik ve mücadele duyguları içinde coşkuyla sona erdi.

Fotoğraflar

Ludwigsburg’da Tecrit Duvarlarına Karşı Tutsaklarla Dayanışma Pikniği konulu fotoğraflar
Ludwigsburg’da Tecrit Duvarlarına Karşı Tutsaklarla Dayanışma Pikniği konulu fotoğraflar