
“LORENZ A.” İÇİN ADALET ARAYIŞI SÜRÜYOR: DUISBURG’TA YÜZLERCE KİŞİ YÜRÜDÜ
20 Nisan'da Oldenburg'un serin gecesinde, Pablo diskoteğinin önünde güvenlik görevlileri, 21 yaşındaki genci "eşofmanla girilmez" gibi haklılığı kendinden menkul bir gerekçeyle içeri almadı ve onu iterek uzaklaştırmaya çalıştı. Diskoteğe giriş isteğine karşı onu "istenmeyen kişi" yapan, giydiği eşofman mıydı yoksa derisinin rengi miydi? Bu soru akılları meşgul ededursun, o gecenin cevapsız kalan tek sorusu bu olmayacaktı. Çünkü olay, diskotek kapısındaki bir tartışmayla sınırlı kalmayacak; o genç, polis kurşunlarıyla vurularak hayatını kaybedecekti. Ve bu gece, cevabı bilinen ama sorusu hiç sorulmamış şeylerin gecesi olarak tarihe geçecekti: İçselleştirilmiş önyargıların, ırkçı stereotiplerin, bazı beyazların "öteki" dediği –özellikle siyahlar– için meşru gördüğü o "öldürülebilirlik" yaklaşımının, "kaçıyorsa, hele de siyahsa, suçludur" peşin hükmünün gölgesinde kalan soruların gecesiydi bu.
İşte bu sorular dile gelsin, cevaplar bulunsun ve adalet sağlansın diye, polis kurşunuyla ölen Lorenz A. için eylemler sürüyor. Bunlardan biri, Duisburg'ta yüzlerce kişinin Hauptbahnhof (ana tren istasyonu) önünde toplanmasıyla başladı. Kitle, sloganlar eşliğinde yaklaşık iki kilometrelik bir yürüyüş yaparak Hochfeld semtindeki Pauluskirche meydanına ulaştı. Yürüyüş sırasında, işlek bir caddede kafede oturan bir kişi Nazi selamı vererek sözlü tacizde bulundu. Bu provokatif girişim, yürüyüşçülerin anti-faşist, nazi ve ırkçılık karşıtı sloganlarıyla protesto edildi. Provokatör ve beraber oturduğu kişiler, tepkiler üzerine kafeyi yuhalanarak terk etti. Yürüyüş boyunca birçok genel sloganın yanında gündeme dair atılan sloganlardan bazıları şunlardı: "Überall Polizei! Nirgendwo Gerechtigkeit!" (Her yerde polis! Hiçbir yerde adalet yok!), "Gerechtigkeit für Lorenz! Gerechtigkeit für alle!" (Lorenz için adalet! Herkes için adalet!), "Deutsche Polizisten! Mörder und Faschisten!" (Alman polisleri! Katil ve faşistler!).
Yürüyüşün tamamlanmasıyla Pauluskirche önünde toplanan kitle, çeşitli siyasi parti, gençlik örgütü ve göçmen derneklerinden oluşuyordu. Burda birçok konuşma yapıldı. Konuşmaların odağında, polis şiddeti ve sistematik ırkçılığın bireysel olaylar olmadığı, devlet kurumlarının bu yapıya nasıl ortak olduğu vurgulandı. Bir konuşmacı, "Hiç kimse ten rengi, ismi veya inancı yüzünden korkmamalı. Adalet herkes içindir!" diyerek Lorenz için adalet talebini yineledi. Eylem, dayanışma ve mücadele çağrılarıyla sona erdi.
Fotoğraflar

