Enternasyonalist İttifak (International Bündnis) 6. Kongresini Gelsenkirchen'de Gerçekleştirdi.

Enternasyonalist İttifak (International Bündnis) 6. Kongresini Gelsenkirchen'de Gerçekleştirdi.

2016’da kurulan Enternasyonalist İttifak (International Bündnis) 6. Kongresini Berlin, Hamburg, Frankfurt gibi farklı eyalet ve şehirlerden gelen delege, üye ve taraftarlarıyla Gelsenkirchen’de gerçekleştirdi. 

Kongrede şu tespit ve belirlemelerde bulunuldu; 

Kendini savunma ve değerler ittifakı olarak tanımlayan NATO, gezegenimizin en uzak köşelerine kadar yayıldı. ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve adını sayamadığımız diğer emperyalist ve gerici devletlerin oluşturduğu NATO’nun kapak ismi masum bir barış ittifakı gibi görünse de kapak açıldığında Pandora’nın kutusundan yayılan kötülükler gibi realiteyi izlemiş oluyoruz. Bu izlencenin altyazısını dünya halklarına kan kusturan bir karakterin hikayesi oluşturuyor. Emperyalizm savaş ve sömürü makineleri NATO haricinde de farklı ve başka amaçlarla ittifaklar oluşturabiliyor. Bu oluşum Uluslararası Uzay İstasyonu’nda olduğu gibi bilimsel bir altyapıyı dahi kullanabilir. Sömürücü tekelci güçlerin, yağmur ormanlarından karanlık uzaya kadar birlikler oluşturduğu ve ayrıca birbirine karşı kamplara ayrıldığı bu tarihsel momentte ezilenler ve emekçi sınıflar adına söz söyleyenlerin birlikler ve ittifaklar oluşturması ertelenemez, elzem bir vazife olarak duruyor. Bu ihtiyacı karşılamak için Enternasyonel İttifak (International Bündnis) kuruldu ve genişleyerek dahada büyümeyi hedefliyor. 

 Yıllar önce bu ittifak yapısı kurulmak üzereyken o döneme gitmiş olsaydınız, iki yabancının enternasyonalist ittifak terimini kullandığını ancak her ikisinin de bununla ne kastedildiğini anlamadığı bir konuşmaya kulak vermiş olurdunuz. Gelinen süreçte, bugün bu ittifakın devrimcileri, sosyalistleri bir araya getirme ve birlik kültürü yaratma konusunda umut verici ve gündem oluşturucu bir başarıya sahip olduğunu görebilirsiniz. 

Haberler her gün dünyanın daha kötüye gittiğini, çevre felaketlerinin arttığını ve cinnet olaylarının büyüdüğünü anlatıyor. Bu durum mevcut egemenlik sistemlerinin toplumun onayını almak için bir şey söyleyip, başka bir şey yapmalarını kolaylaştırıyor. Bu süreçler kitlelerin egemenlerin yörüngesine girişinin kolaylaşması yanında kopuşunu da kolaylaştırmaktadır. Kongreden bir gün önce, 29 Haziran’da Essen’de gerçekleşen popülist ırkçı AfD’nin kongresine karşı düzenlenen mitinge 100 bin civarında katılım olması bu iki anlamda da okunabilir. Bu aksiyon paralelinde saat 10’da başlayan kongrenin ilk konuşulan ve birçok konuşmacı tarafından anlatılan konusu AfD karşıtı mitingin anlamı, ırkçılığa ve ırkçı örgütlenmelere karşı yapılan mücadele deneyimleri ve bakış açılarıydı. 


Devamla, toplumsal mücadelede her devrim ya da proje pratiğiyle sınanır. Bir kongre delegesi bu bağlamda Rojava hakkında bir açıklama yaparak, bunun alternatif bir toplumsal deneme olduğundan ve Rojava’nın bize başka bir dünyanın mümkün olduğunu göstermiş olduğundan bahsetti. Daha sonra ATİK adına söz alan kongre delegesi, dünkü AfD karşıtı eylemden bahsederken AfD’nin Almanya’nın sahibi olmadığını, ırkçılığın ve faşist yöntemlerin AfD ile sınırlı bir aksiyon olmayıp militarist gerici devletlerin genetik kodlarında olduğunu ve gösterilecek reaksiyonun da buna karşı olması gerektiğini vurguladı. Irkçılığın sadece göçmenlere karşı bir olgu olmadığını, aynı zamanda işçi sınıfını da etkilediğini göz önünde bulundurmamız gerektiğini vurguladı. Ayrıca Türkiye gündeminden ve meşru hukuksal düzlemde mücadele yürüten HDP’nin nasıl kriminalize edildiğinden ve küçük hak mücadelesinin hapis cezasıyla karşılık bulduğundan bahsetti. Sonraki konuşmalarda İnterBündnis’in öneminden, bazı Avrupa ülkelerinde aşırı sağcı iktidarların olmasından, kampüslerde hak arayan, militarizme, Siyonist soykırıma karşı Filistin halkının yanında olan öğrenci gençlik mücadelesinden bahsedildi. MLPD adına benzer temalar anlatırken Türk devlet faşizmi S. Demirtaş üzerinden teşhir edildi. 

Diğer bölüme geçilirken belediye seçimlerinde sosyalist adayların Gelsenkirchen’de olumlu gelişmeler kaydettiği anlatıldı. Polisin toplumsal muhalefeti kriminalize edici, itibar düşürücü faaliyetlerinden örnekler verilerek teşhir edildi. ADHK adına söz alan delege dünya gericiliğine karşı emekçi sınıfların ve tüm ezilenlerin bir araya gelmesinin öneminden bahsederken ittifakların özünün farklılıklara rağmen bir arada olmak olduğunu vurguladı. Diğer yandan Kongre belgelerinde bulunan, göç ve göçmen sorununa dair şunlar belirtti; Emperyalizmin, ekonomik, askeri ve siyasi hedefleri dünya genelinde eşitsiz bir yaşam koşullamaktadır. Bu eşitsizlikler ortamında, nefes alabilmeyi ancak bir yer değişikliğiyle mümkün olduğundan, herkes için serbest dolaşım hakkı garanti altına alınmayı savunmalıyız.

Sonrasında Hindistan gericiliğinin Maoist harekete ve bölge halkına karşı on yıllardır yürüttüğü soykırımı teşhir ederken Hindistan devletinin devrimci mücadele karşısında başarısız olduğunu vurguladı. Programla ilgili öneri ve değişiklikler konusunda genel anlamda bir konsensüs sağlanırken, ATİK ve ADHK, Hamas hareketinin "faşist" olarak değerlendirilmesini reddederek ve bunu başka argümanlarıyla belirttiler. Kongrede 42 delege söz alarak canlı bir demokrasi örneğine tanıklık etti. 

Kısa bir müzik dinletisinin ardından kongrede bulunanların da eşlik etmesiyle dört dilde “Bandiera Rossa” marşı söylenerek kongre tamamlandı.