16 Mayıs’ta Duisburg’ta yapılan polis operasyonuyla dört ev basılmış evlerde bulunan teknik araçlara, yazılı görsel materyallere el konulmuştu. Polis operasyonunun gerekçesi Filistin Dayanışma Derneği hakkında NRW Eyaleti İçişleri Bakanlığı'nın aldığı faşizan karardı. Bu kararla dernek yasadışı ilan edilirken derneğin sözcülerine eylemlere katılmama cezası verildi. Sistemin önemli gayri resmi kurmay güçlerinden medyada tetikçi rolünü oynayarak uydurduğu yalan haberlerle operatif bütünlüğü tamamlamıştı. Bunlar içinde en düzmece haber seçilmeye aday olanı, toplanan yardımın Hamas'ı desteklemek için kullanıldığını belirten haberdi. ABD ve Almanya gibi emperyalist ülkelerin Filistin'le dayanışma gösterenlere yönelik tutumu, bunun sadece siyasi bir hoşgörüsüzlük değil, gözdağı verme amaçlı ve yıldırmaya yönelik bir cadı avı olduğunu göstermektedir.
Filistin üzerindeki vahşi tahakkümünün büyümesi ve işgal harekatının uzaması İsrail'i destekleyen kitleler arasında da güvensizliği körüklüyor. Bu sebeple Filistin ile dayanışma gösteren, siyonist İsrail devletinin vahşetini afişe eden kesimler üzerindeki baskılar giderek artıyor. Filistin sorununa dokunan her örgüt ya da birey, sistem tarafından tecrit edilmekte, yıldırılmak istenmekte, cezalandırılmakta ve hatta şiddete maruz kalmaktadır.
Polis operasyonunun ertesi günü, çeşitli kurumlardan ve politik bireylerden oluşan kitle, yasaklama kararını ve polis operasyonunu protesto etmek amacıyla ve Filistin dayanışmasını sürdürmek için saat 18.00'de Duisburg Forum önünde bir araya geldi. Katılımcıların birbiri ardına yaptıkları konuşmalarda Alman Devleti'nin hukuksuzluğu ve İsrail militarizmini destekleyiciliği ifşa edildi. Bazı konuşmacılar İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zulmün Türk Devleti'nin Kürdistan'da uyguladığı zulümle eşdeğer olduğunu söyledi ve konuşmalarda bugünlerde gündemde Kobanê davası hukuksuzluğu da teşhir edildi. Ayrıca Alman devletinin Nazi kalıntısı yasalarının dün Kürt hareketine, bugün ise Filistin Dayanışma Derneği'ne karşı uygulanmaya devam edildiğine dikkat çekildi. Filistin lehine ve enternasyonal dayanışma adına sloganlar atıldı. Bazı kurumlar kendi pankartıyla katıldı. Komünist İnşa(komaufbau) gençliği “Filistin’deki katliamları durdurun, İsrail’e silah yok” pankartıyla, ATİK “ Filistin Halkının Direnişi Meşrudur,Kriminalize Edilemez!” pankartıyla, Filistin dayanışmacıları “soykırımı durdurun, Filistin’e özgürlük” pankartıyla, bir grupta “stoppt das (G)reul”* pankartıyla katıldı. Ayrıca İki kişilik bir grup görece uzak bir noktada provokatif İsrail bayrağı açtı. Grubun önünde duran bazı lise öğrencilerinin alaycı sözlerine dayanamayan bu iki kişilik grup kelimenin tam manasıyla kaçtı.
Eylem baskılar karşısında yılmamaya dair konuşmalarla, dayanışmayı büyütmeye yönelik mesajlarla ve mücadelede kararlılık çağrılarıyla coşkuyla son buldu.
*Reul: NRW Eyaleti İçişleri Bakanı. Medyaya verdiği demeçlerde ve yasakçı uygulamalarıyla eski Türk İçişleri Bakanı S. Soylu’yu anımsatıyor.
Greul: insanları korku ve dehşete düşüren, sıkıntı ve acıya sebep olan şey, anlamında bir Almanca sözcük.
Fotoğraflar