Avusturya'da Barış Süreci Ve Ulusal Sorun Başlıklı Paneller

Avusturya'da Barış Süreci Ve Ulusal Sorun Başlıklı Paneller

Avusturya’da Partizan ve Sınıf Teorisi tarafından Türkiye’deki siyasal gelişmeler, “barış süreci” ve ulusal sorun başlıklarının ele alındığı iki panel düzenlendi.

Avusturya’da Partizan ve Sınıf Teorisi tarafından “Türkiye’de Güncel Siyasal Gelişmeler, Barış Süreci ve Ulusal Sorun” başlığıyla iki ayrı panel gerçekleştirildi.

18 Ekim’de Viyana’da, 19 Ekim Pazar günü ise Wörgl’de yapılan paneller, devrim, sosyalizm ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenler anısına yapılan saygı duruşuyla başladı.

Açılış konuşmalarının ardından başlayan panellerde, emperyalist-kapitalist sistemin dünya halkları üzerindeki etkileri, Türkiye’deki güncel siyasal gelişmeler ve bu süreç karşısında devrimci-demokratik çevrelerin sorumlulukları ele alındı.

İlk konuşmayı yapan Partizan temsilcisi, emperyalistler arasındaki rekabetin giderek arttığını belirterek, ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte sömürünün yoğunlaştığını ve yeni pazar arayışlarının dünya genelinde çatışmaları tetiklediğini ifade etti.

Temsilci, “barış süreci” tartışmalarının da gösterdiği üzere, ulusal sorunların emperyalist müdahalelerden bağımsız ele alınamayacağını vurguladı. Anti-emperyalist mücadelede tutarlılığın önemine dikkat çeken temsilci, demokratik haklar mücadelesinin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

Konuşmasında ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından gelişen eylemler ve bu eylemlerin toplumsal dinamikleri üzerine de değerlendirmelerde bulundu.

Sınıf Teorisi temsilcisi: Klik çatışması derinleşiyor

Panelin ikinci konuşmacısı Sınıf Teorisi temsilcisi, Türkiye’de hâkim sınıflar arasında yaşanan klik çatışmasının ekonomik ve politik temellerine değindi. AKP-MHP iktidar bloğuyla CHP ve diğer burjuva siyasal yapıların temsil ettiği sermaye çevreleri arasındaki gerilimin son dönemde belirginleştiğini söyledi.

Temsilci, bu tablo karşısında devrimci hareketin nasıl bir politik hat izleyebileceğine dair değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca, Abdullah Öcalan’ın “demokratik siyaset” yaklaşımının silahlı mücadeleden uzaklaşma anlamına geldiğini belirterek, bu yönelimin düzen içi bir çizgiye işaret ettiğini ifade etti.

Her iki panelin sonunda konuşmacılar, katılımcılardan gelen soru ve yorumları yanıtladı.

Tartışmaların verimli geçtiği etkinlikler, dinleyicilerin yoğun ilgisiyle sona erdi.