AB, Almanya'nın Filistin'e Destek Baskısını Haberleştiren red. Media Kurucusuna Yaptırım Uyguladı!

AB, Almanya'nın Filistin'e Destek Baskısını Haberleştiren red. Media Kurucusuna Yaptırım Uyguladı!

AB Konseyi'nin, Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşı caydırmak amacıyla hazırladığı son yaptırım listesinde, red. media'nın kurucusu Hüseyin Doğru ve red. medyanın bağlı olduğu AFA Medya da yer alıyor. Gerekçe ise Almanya'daki Filistin yanlısı protestolara dair yaptıkları haberler; AB Konseyi, bu yayınların "Rusya'yı desteklediğinı iddia ediyor.

Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana peş peşe gelen yaptırım paketleri içinde, Doğru'nun hedef alınması, AB'nin ilk kez bu yaptırımları Almanya'daki Filistin dayanışmasına yönelik baskıların hizmetine soktuğu anlamına geliyor. Bu baskılar ise Birleşmiş Milletler yetkilileri ve insan hakları örgütleri tarafından sert biçimde eleştirilmişti.

Doğru'nun yaptırım listesine alınmasına gerekçe olarak, red.'in "politik açıdan tartışmalı konular hakkında sistematik biçimde yanlış bilgi yayarak, büyük ölçüde Alman olan hedef kitlesi arasında etnik, politik ve dini ayrışma yaratma amacı güttugu iddia ediliyor. Bu iddiayı destekleyen tek "kanıt", red.'in dünya genelindeki üniversite kampüslerinde yayılan Filistin yanlısı öğrenci isyanı sırasında Berlin'de yaptığı özel haberler.

Berlin'den yayın yapan red., Almanya'daki Filistin dayanışma hareketine karşı yürütülen baskıya ortak olmayan tek medya kuruluşu olduğu için, aktivistlerin güvenini kazandı ve Humboldt Üniversitesi'ndeki işgale özel erişim sağladı. Ancak bu gazetecilik başarısı, övgü yerine Alman medyasının düşmanlığıyla karşılaştı. Kısa sürede red., protestoları organize etmekle ve Rusya ile bağlantılı olmakla suçlandı. Bu temelsiz suçlamalar, Alman medyasında ve devlet yetkilileri tarafından yürütülen bir kampanyaya dönüştü ve sonunda bizi yayını durdurmak zorunda bıraktı. Bu uydurma anlatı sadece bizi sansürlemekle kalmadı, aktivistleri de "düşman” bir yabancı güçle ilişkilendirerek kriminalize etti. Hiçbir zaman kanıtlanmamış olan bu iddialar, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından da dile getirildi ve şimdi red. kurucusuna yönelik yaptırımların temelini oluşturuyor.

AB Konseyi'nin yaptırım metninde şöyle deniliyor:

"Almanya'daki bir üniversitenin Filistin karşıtı göstericiler tarafından şiddetle işgal edilmesi sırasında, RED personeli işgalcilerle birlikte çalışarak, aralarında Hamas sembollerinin de yer aldığı vandalizm görüntülerini kendi kanalları aracılığıyla yaymış ve böylece bu şiddet içeren protestoya özel bir medya platformu sağlayarak onu kolaylaştırmıştır.'

AB Konseyi'nin, red.'in işgalcilere "koordineli şekilde” yardım ettiğini ve "şiddeti kolaylaştırdığını” ileri sürmesi son derece rahatsız edici. Gazeteciler doğal olarak haber yaptıkları kişilerle temas kurar, onları gözlemler, röportaj yapar ve eylemlerini haberleştirir. İşimizi başka nasıl yapacağız?

red.'in bu özel erişimi kazanmasının nedeni, Almanya'daki diğer medya kuruluşlarının İsrail'in savaş suçlarını, Almanya'nın bu suçlardaki rolünü veya Berlin'in Filistin yanlısı aktivistlere uyguladığı baskıyı tutarlı biçimde haberleştirmemiş olmasıdır. Eğer bunu başkaları da yapsaydı, onlar da memnuniyetle karşılanırdı. Bunun yerine, ana akım medya aktivistleri hedef gösterdi, kimliklerini ifşa etti ve kriminalize etmeye hizmet etti.

Ekim 2023'ten bu yana red., Alman devleti ve medyasının uluslararası hukuku ve vatandaşlarının demokratik haklarını ihlal eden uygulamalarını derinlemesine haberleştiriyor. Almanya'daki medya ortamı giderek tek sesli hale geldi ve devletin İsrail yanlısı söylemini tekrarlamaya başladı. Siyasi atmosfer sağa kayarken, büyük bir boşluk ortaya çıktı. Biz de bu boşluğu doldurma sorumluluğunu hissettik. Almanya'ya dair bilgi birikimimizi ve yerel ağlarımızı kullanarak, yaşanan endişe verici gelişmeleri uluslararası kamuoyuna aktarmaya çalıştık. Haberlerimiz sansasyonel olduğu için değil, başka kimse bu konuları ele almadığı için geniş kitlelere ulaştı.

Ancak çok önemli bir noktayı vurgulamak gerekir: red.'in kitlesi büyük oranda uluslararasıdır. İçeriğimiz neredeyse tamamen İngilizce yayınlanıyor ve analizlerimiz, ana izleyici kitlemizin ABD ve Birleşik Krallık gibi İngilizce konuşulan ülkelerde olduğunu gösteriyor. Buna rağmen Konsey, yaptırımlarını meşrulaştırmak için red.'in oncelikli olarak Alman bir hedef kitle arasında ayrışma yaratmayı amaçladığını” ve "Hamas gibi radikal İslamcı terör örgütlerinin anlatılarını yaydığını” iddia ediyor. Bu sadece temelsiz bir iddia değil, aynı zamanda kim olduğumuzu, ne yaptığımızı ve kiminle konuştuğumuzu da çarpıtarak yansıtıyor.

Konsey'in metni ayrıca red.'in Hamas anlatılarını yaydığına dair hiçbir somut kanıt sunmuyor. Muhtemelen Almanya'da İsrail'e yönelik en hafif eleştirilerin bile Hamas propagandası olarak damgalanması alışkanlığı burada da devreye girmiş durumda. Bahsettikleri şey muhtemelen, Filistin direniş gruplarıyla yapılan ve Hamas yetkililerinin de dahil olduğu röportajlarımızdır ki bu da küresel bir çatışmada farklı bakış açılarını yansıtmayı amaçlayan sıradan bir gazetecilik uygulamasıdır. CNN geçen yıl hala terörist” olarak listelenen ve başına 10 milyon dolarlık ödül konulan Ebu Muhammed el-CoIani (namıdiğer Ahmed el-Şaraa) ile röportaj yaptığında kimse yaptırım uygulamayı düşünmedi. İkiyüzlülük çok açık: AB aynı gün red.'i Hamas'ı yaymakla suçlayıp yaptırım uygularken, Suriye üzerindeki yaptırımları kaldırdı—şimdi el-Şaraa'nın liderliğinde olan ve geçmişte İŞİD ve El Kaide ile bağlantılı olan bir rejim.

AB'nin bu yeni yaptırımları, gazetecılıgı yabancı müdahale” ile eşitleyen tehlikeli bir eğilimi derinleştiriyor. red.'in Almanya'daki Filistin dayanışmasına yönelik baskıları haberleştirmesi "Rusya'yı desteklemek” olarak çerçevelenerek, AB içinde basın özgürlüğü için son derece tehlikeli bir emsal oluşturuluyor. İddialar zayıf bağlantılara, gazetecilik uygulamalarının çarpıtılmasına ve muhalefetin "dezenformasyon” olarak etiketlenmesine dayanıyor. red., yalan haber yaydığı için değil, rahatsız edici gerçekleri haber yaptığı için cezalandırılıyor. Bu durum yalnızca red. için değil, Avrupa'daki ifade özgürlüğü ve gazetecilik için de endişe verici olmalı.

Konsey, red.'in bazı gazetecilerinin geçmişte RT'nin haber ajansı Ruptly ya da onun projelerinden Redfish'te çalışmış olmasını, Rusya devletiyle "bağlantı” olarak yorumluyor. Bu mantığa göre, geçmişte RT'de çalışmış gazetecileri bünyesinde barındıran BBC, CNN, Deutsche Welle, AI Jazeera, Berliner Zeitung ya da Channel 4 News gibi tüm büyük medya kuruluşları da Rusya ile "bağlantılı” sayılmalı. Oysa red. çalışanlarının büyük çoğunluğunun böyle bir geçmişi yok.

red. ve şahsım hakkında yöneltilen suçlamalar, Alman devletinin kendi suç ortaklığını ifşa ettiğimiz için uyguladığı bir intikam girişimi gibi okunuyor. Bu intikam önce Alman medyası, ardından gazeteci birlikleri, sendikalar ve STK'lar üzerinden geldi; şimdi ise AB tarafından resmi yaptırımlarla tamamlandı.

Ama bu argüman daha da sorunlu hale geliyor. AB, red.'in haberlerinin bazı üye ülkeler (özellikle Almanya) için rahatsız edici olmasıyla, Rusya'nın da aynı ülkeler için rahatsız edici olması arasında sahte bir bağ kurarak, red.'in "Moskova'yı destekledıgı sonucuna varıyor.

Yaptırım listesinde şu ifadeler yer alıyor:

"AFA Medya aracılığıyla Hüseyin Doğru, Rusya Federasyonu Hükümeti'nin Birlik içinde veya üye devletlerinde istikrar ve güvenliği baltalayan veya tehdit eden eylemlerine destek sağlamakta, şiddetli gösterileri dolaylı olarak desteklemekte ve koordineli bilgi manipülasyonu yürütmektedir.”

Bu, AB'nin Ukrayna'yı savunmak adına yürüttüğü yaptırımları, ilk kez kendi sınırları içindeki toplanma özgürlüğüne yönelik baskılara dair eleştirel haberciliği cezalandırmak için kullanması anlamına geliyor. Ayrıca, AB'nin Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline karşı net biçimde tavır alan ve bu savaşı "emperyalist bloklar arası çıkar çatışması” olarak tanımlayan bir medya kuruluşunu yaptırıma tabi tutması da bir ilk. red. ne Rusya'yı savundu ne de işgali meşrulaştırdı. Tam tersine, Rusya'yı tıpkı ABD, Çin, AB ve NATO gibi kendi çıkarlarını izleyen bir emperyal güç olarak niteledik. Politikalarını da, askeri hamlelerini de reddettik. Muhalefet figürlerinin tutuklanmasını haber yaptık. Bu savaşı iki emperyalist kamp arasında geçen bir savaş olarak değerIendirdik.

AB'nin bu yaptırımları, bağımsız gazetecılıgı yabancı müdahale” olarak tanımlama yönünde tehlikeli bir eğilimin yeni bir eşiğidir. red.'in Almanya'daki baskılara dair haberleri, "Rusya'ya destek” çerçevesine sokularak, basın özgürlüğü ciddi şekilde tehdit altına alınıyor. Suçlamalar zayıf bağlantılara, gazeteciliğin çarpıtılmasına ve farklı görüşlerin bastırılmasına dayanıyor. red., yalan haber yaptığı için değil, iktidarları rahatsız eden gerçekleri yazdığı için cezalandırılıyor.

Tüm karalama çabalarına rağmen, red. ya da herhangi bir çalışanı hakkında yanlış haber yaptığına dair bir örnek sunulabilmiş değil.

red. media kurucusu Hüseyin Doğru, yaptırımların Almanya'nın muhalefete yönelik artan baskısının bir parçası olduğunu, kendisinin örnek seçildiğini ve bu yolla sesini yükselten başkalarının da susturulmak istendiğini belirtiyor. Doğru şöyle diyor:

"Bana ve red. media'ya yöneltilen suçlamalar, Alman devletinin kendi suç ortaklığını ifşa ettiğimiz için aldığı intikamın metinleşmiş halidir. Bu intikam önce Alman medyası, gazeteciler, sendikalar ve STK'lar aracılığıyla geldi; şimdi ise AB yaptırımlarıyla resmileşti. Bu kurumlar aslında demokrasiyi korumakla görevliydi, ama gazeteciler ve aktivistlere baskı aracı haline geldiler. Bu, Batı'nın özgürlükleriyle övündüğü, otoriter rejimlerden farkını ortaya koyduğunu iddia ettiği değerlerin açık ihlalidir. Bu uygulamalar otoriter rejimlerin taktiklerini anımsatıyor.

Tüm uluslararası insan hakları ve basın özgürlüğü kurumlarına - Birleşmiş Milletler,

Uluslararası Af Örgütü, Sınır Tanımayan Gazeteciler, Uluslararası Gazeteciler

Federasyonu - sesleniyorum: Vakamızı acilen araştırın ve bu basın özgürlüğüne saldırıyı mümkün kılanları hesap vermeye çağırın.

Bu sadece red. media'ya değil, gazeteciliğin kendisine yönelik bir saldırıdır. Bugün biz hedefteyiz. Yarın, muhalif olan herkes olabilir.”

İletişim: info@thered.stream I Hüseyin Doğru