Hapishaneler, özellikle politik tutsaklar için, ağırlaştırılmış tecrit koşullarının, hak gasplarının ve sistematik baskının uzun vadeli bir kontrol mekanizması olarak uygulandığı yerlerdir. Günümüzde bu işlev daha da pekişmekte, iktidarların güvenlik aygıtları içinde kritik bir rol üstlenmektedir. Savaş politikalarına paralel olarak artan güvenlik yatırımları, hapishanelerin bu sistemdeki ağırlığını daha da artırıyor. Bu durum, sadece açılan hapishane sayısını artırmakla kalmıyor, aynı zamanda tutsaklara yönelik baskı ve zulmün de artmasına yol açıyor.

   Günümüzün "yeni tip" hapishaneleri, modern teknolojik donanımlarına rağmen, tutsakları dünyadan tecrit eden birer soyutlama mekanizmasına dönüşmüştür. Makro ve mikro düzeyde ileri ve deneysel baskı yöntemlerinin uygulandığı bu kurumlar, iletişimi kalem ve kâğıtla sınırlayarak tutsakları adeta karanlık bir çağa hapsediyor.

   2025'in ortalarına yaklaşırken şunu açıkça belirtmeliyiz: Hapishaneler, yalnızca Türk devletinin hükmettiği topraklarda veya Kürdistan'ın diğer üç parçasında değil; göç ederek geldiğimiz bu Avrupa ülkelerinde, Afrika'dan Ortadoğu'ya, Asya'dan Latin Amerika'ya kadar dünyanın dört bir yanında evrensel bir sorun ve uluslararası bir mücadele meselesi olarak karşımıza çıkıyor.

   ADHK Tutsaklarla Dayanışma Komitesi olarak, bu yıl da geleneksel politik tutsaklarla dayanışma pikniğimizde bir araya geliyoruz. Siyasi mücadelenin vazgeçilmez unsuru ve itici kuvveti olan tutsakların sesi olmak, onların ve ailelerinin yanında olduğumuzu göstermek ve bu mücadeleyi büyütmek için Solingen’de buluşuyoruz.

Adres: Carl-Ruß-Straße 5, 42719 Solingen

                   ADHK Tutsaklar Komitesi