Yeter artık kapitalist barbarlığın zulüm çarkının dönüşüne cılız seslerle itiraz edişimiz!

1 Mayıs, işçi sınıfı ve emekçiler tarafından bedeller ödenerek yaratılan ve sınıf mücadeleleri tarihine kalın harflerle yazılan “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü”dür!

Emperyalist-kapitalist barbarlığın yeryüzünü kana bulayarak yeniden paylaşımı için, yaptıkları hazırlıklar döneminde yaşadığımızın bilinciyle hareket ederek; 1 Mayıs’ın mücadeleci ve dayanışmacı özelliğini alanlara yansıtmak ve üçüncü bir Dünya Savaşı’nı yaşamak istemediğimizi daha güçlü bir şekilde haykırmak ve mücadele birlikleri oluşturmak; işçiler ve emekçiler, kadınlar ve gençlik, LGBTİ+’lar için bir zorunluluk haline gelmiştir. 

Rus emperyalistlerinin Ukrayna’yı işgali ve bu savaştan nasıl kârlı çıkacaklarının hesabını yaparak Ukrayna’ya silah ve lojistik “destekte” bulunan Amerikan emperyalizmi ve Avrupa’nın ileri gelen emperyalist devletleri, yeraltı zenginlik kaynaklarının ne kadarının kimin denetimine gireceği pazarlıklarını yürütmektedirler. Bu pazarlık sürdüğü sürece savaşın bitmesi de mümkün değildir. İsrail faşist Siyonist Devleti’nin Filistin ulusuna karşı yürüttüğü soykırım durmak bilmiyor. Gazze’de yürütülen soykırımın destekçilerinin, ABD ve Avrupalı emperyalist devletlerin olduğu aşikardır. ABD ve İngiliz emperyalist devletlerinin organizasyonu ve fiili katılımı ile faşist gerici Suudi Arabistan rejimi tarafından Yemen’de yürütülen kirli savaşta ve açlıktan ölen insanların sayısı on binleri aşmaktadır, Sudan’daki altın madeninin gaspı uğruna yürütülen savaşta on binlerce insan yaşamını yitirirken 12 milyon insan yerlerinden edildi. Yakılıp yıkılan Suriye’nin yönetimini gerici faşist HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) terör örgütüne veren Rusya, Türkiye Cumhuriyeti, ABD ve İsrail, burada Alevilere ve diğer azınlık topluluklara karşı geliştirilen katliamların ve Kürt ulusunun kazanımlarının gaspedilmesi için, planlanan kirli oyunların sorumlularıdır. 

Dünyanın her köşesini yeniden paylaşmak için birbirleriyle dalaşan emperyalist-kapitalist burjuvazi ve onların yerellerdeki uşakları; bu tablonun iyiye yönelik dönüşümü için çaba harcamazlar. Bu tablo, sadece sözü geçen ülkelerdeki insanların yaşamını çekilmez hale getirmekle kalmıyor; aynı zamanda, bizlerin yaşadığı Avrupa metropollerindeki, Amerika’daki, Rusya’daki ve Çin’deki halkların yaşamını da sürekli olarak kötüleştirmektedir. Amerika Birleşik Devletleri başkanı Donald Trump’ın başını çektiği faşistleşme, ırkçı-faşist „ muhalefet“ partilerin desteklenmesini ve hükümetler kurulmasını yaygınlaştırmaktadır. Demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılmasını giderek zorlaştırmakta ve hatta engellemektedirler. Kışkırttıkları veya organize ettikleri savaşlar nedeniyle ülkeleri yakılıp yıkılan insanların daha güvenli bir yer arama çabalarına zorla engel olmakta, bu insanların, ülkelerine yerleşmelerini bahane ederek ırkçı ve faşist hareketlerin gelişip güçlenmesine zemin hazırlamaktadırlar. Krize rağmen kendi kârlarına daha fazla kâr katan tekelci burjuvazi; işçi ve emekçilerin yaşam standartlarındaki düşüşlerin sebebinin; göç etmek zorunda kalan bu insanlar olduğu yalan propagandasını yaparak; ezilen, sömürülen, hor görülenlerin, gelir ve cinsiyet eşitsizliğine uğrayanların birbirleriyle yakınlaşmalarına, birleşmelerine ve birlikte mücadele etmelerine engel olmak istemektedir. Burjuvazinin bu isteği boşa çıkarılmalıdır.

Uluslararası tekelci burjuvazinin sebep olduğu savaşlar, işgaller, soykırımlar, kadın ve çocuk katliamlarına, doğanın biyolojik tahribatına karşı dipten gelen dalga sürekli kabarmaktadır. Kitlesel protesto gösterileri, boykotlar yaygınlaşmaktadır. Emperyalist savaş karşıtı kitlesel gösteriler, kadınların her geçen yıl daha kalabalık ve örgütlü 8 Mart ve kadına uygulanan şiddete karşı gösterileri, İsrail siyonizminin Gazze başta olmak üzere Orta Doğu’da yürüttüğü soykırım operasyonlarına karşı üniversite öğrencilerinin Filistin ulusu ile yoğun dayanışma eylemlilikleri, faşist AKP-MHP hükümetinin uygulamalarına karşı Türkiye’de sokaklara dökülen milyonların gösterileri, son günlerde ABD’nin 50 eyaletinde yüz binlerce insanın demokrasi talebiyle Donald Trump yönetimini protesto etmesi; mevcut kara tablonun değiştirilmesi için umut vericidir. Kapitalist sisteme karşı, dipten gelen dalganın örgütlü ve birleşik mücadelelerin geliştirilmesi görevini daha etkili güncellediğinin bilincinde hareket etmeli ve bu yılki 1 Mayıs gösterilerinin görevlerimizi yerine getirmemizde tetikleyici olması için; katılımda daha yoğun çaba ve coşkumuzu göstermeliyiz. 

"1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü“ nü kutlamak için ; bütün ezilen, sömürülen, hor görülen, eşitsizlikleri yaşayan, evsiz ve işsiz bırakılan, yoksullaştırılan, emeği görülmeyen ve sömürülen bütün insanları sokaklara çağırıyoruz!

-YAŞASIN 1 MAYIS!

-BIJİ YEK GULAN!

-KAHROLSUN KAPİTALİZM!

-YAŞASIN SOSYALİZM!

ADHK

Nisan 2025

1 Mayıs Afişi için tıklayın

1 Mayıs Bildirisi [TR] için tıklayın

1 Mayıs Bildirisi [DE] için tıklayın

1 Mayıs Bildirisi [FR] için tıklayın

1 Mayıs Bildirisi [EN] için tıklayın

Fotoğraflar