Egemen inanç sisteminin yani devletleşmiş hakim dini doktrinlerin dışında kalan tüm inanç toplulukları ya sapkın ilan edilmiş ya da iç düşman olarak görülerek katledilmesi vacip kabul edilmiştir. Bu coğrafyada Osmanlı’dan günümüze tarihsel süreç takip edildiğinde Ezidiler, Aleviler ve Müslüman olmayan inanç toplulukları yüzyıllardır katliamlara maruz kalmaktadır. Son yüzyılda Kemalist devletin kurulmasıyla birlikte en büyük, en büyük inanç katliamlarından biri, Dersim’de Kürt Alevilere karşı yaşanmıştır. Devletin doğrudan gerçekleştirdiği ve 20. Yüzyılın en büyük Alevi katliamı olarak tarih sayfalarına yazılan bu katliam, Türkiye resmi tarihinin ve ideolojisinin bir parçası olarak sürekliliğini devletin doğrudan katıldığı ya da dolaylı desteklediği katliamlarla korumuştur. Çorum, Maraş ve Sivas katliamları da bu sürecin bir örneği ve devamıdır.

Gerici Egemenlik anlayışının bir yansıması olan Sünni tekfirci zihniyet, 2014 yılında Irak’ta IŞİD çeteleri eliyle bir soykırım gerçekleştirirken, Suriye İç Savaşı’nın başladığı günden bu yana Alevileri Suriye’de sistematik olarak katletmektedir. Zaman zaman küçük köy ve ev baskınları şeklinde gerçekleşen bu katliamlar, geçtiğimiz aylarda iktidarı ele geçiren HTŞ çeteleriyle birlikte sistematik bir soykırım düzeyine ulaşmıştır. HTŞ Hükümeti bu tertibini “rejim kalıntıları ile mücadele” olarak gerekçelendirmeye çalışmış ve bu gerekçesi bölgesel ve emperyal güçler tarafından zımnen ya da resmen haklı görülmüştür. Cılız ya da utangaç kınamalar dışında aksi bir ses görmeyen HTŞ ve ona bağlı çoğunluğu Türk devleti destekli çeteler bu durumdan cesaret alarak katliamlarını vahşice sürdürmüştür. Resmi tarihin dışında tarih okuması yapan bireyler için bu gerçekler yeni değildir. Dersim katliamının gerekçesi de bu şekilde oluşturulmuş, halk isyan ediyormuş gibi gösterilerek katliam/soykırım meşrulaştırılmış ve bu yönde ulusal-uluslararası kamuoyu oluşturulmaya çalışılmıştır.

Bu katliamlara dur diyebilmek, Suriye’de gerçekleşen saldırılara karşı ses yükseltmek, katliam faillerinin hesap vermesini talep etmek ve Suriye Arap Alevilerinin yalnız olmadığını dünyaya duyurmak amacıyla Avrupa genelinde ve Almanya’nın birçok şehrinde protestolar düzenleniyor. Bu eylemlerden biri de Köln’de 15 Mart tarihinde gerçekleştirildi.

Köln’de Heumarkt Meydanı’nda saat 13.00’te başlayan mitinge, NRW eyaletinden, Almanya’nın ve Avrupa’nın çeşitli şehirlerinden gelen on binlerce kişi katıldı. Avrupa genelinde faaliyet yürüten Alevi kurumları, Kuzey Kürdistan-Türkiye kökenli göçmen örgütleri, Arap Alevi toplumu ve diğer politik ya da yöresel kurum ve inisiyatiflerin birlikte düzenlediği mitingin ana teması, Batı emperyalizminin soykırım boyutuna ulaşan Lazkiye, Tartus gibi Suriye’nin kuzeybatı sahil şehirlerinde gerçekleşen Arap Alevi toplumuna yönelik katliamları protesto etmekti.

Mitingin amaçları arasında, soykırımsal yıkıma maruz kalan Arap Alevi halkının yalnız olmadığını dünyaya duyurmak, Ahmet eş-Şara (Ebu Muhammed el-Colani) liderliğindeki Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) hükümetinin meşruiyetini sorgulatmak ve gerçek yüzünü ortaya koymak, katliamlardaki Türk devletinin dolaylı rolünü teşhir etmek ve İsrail gibi devletlerin bu süreçteki rollerini hatırlatmak yer aldı. Ayrıca, Avrupa Birliği ve Almanya’nın HTŞ gibi unsurları muhatap almasının yanlış olduğu vurgulandı.

Almanca, Arapça, Kürtçe, Türkçe ve Zazaca yapılan konuşmalar, atılan sloganlar ve taşınan dövizler bu temalar etrafında şekillendi. Bunun yanı sıra, unutturulmaya çalışılan Filistin halkına yönelik soykırım da bazı konuşmacılar tarafından gündeme getirildi.

CHP vekili Cemal Enginyurt’un sahneye çıkıp konuşma yapması ve konuşma kürsüsünü Kemalist resmi ideolojinin propaganda aracı hâline getirmesi, miting katılımcılarının bir kısmı tarafından protesto edildi. Bunun dışında, çeşitli imza kampanyaları düzenlendi ve dağıtılan bildirilerle Suriye’deki Alevi katliamına karşı kamuoyu oluşturulmaya çalışıldı.

Dayanışmacı, katliamları ve bu katliamlarda bölgesel ve emperyalist güçlerin suç ortaklığını teşhir edici, HTŞ’nin meşruiyetini sorgulayıcı bir ruhla gerçekleşen coşkulu miting, akşam saatlerine doğru sona erdi.

Fotoğraflar