Innsbruck’da Yılmaz Güney’in ölümünün 40.yılı vesilesiyle gerçekleştirilen etkinlikler başarılı bir şekilde tamamlandı.   

ATİGF, ADHF ve BASİSGRUPPE’nin örgütlediği anma etkinlikleri kapsamında 27 Eylül Cuma günü İnnsbruck Leo Kino’da Çirkin Kral belgeseli gösterildi. Sürecin tanıklarıyla yapılan röportajları, Güney’in hayatı ve mücadelesi ve o süreçte Türkiye ve Kürdistan’da yürütülen sınıf mücadelesinden önemli kesitler sunan belgesel ilgiyle izlendi. Yılmaz Güney’in Kültür ve Sanat cephesindeki yaşamını kapsayan Çirkin Kral belgeseli, Yılmaz Güney’in Siyasal-Politik tutumunu da içeriyordu. Belgesel, Güney’in Adana Yenice’de başlayan yaşamından Fransa Paris’e uzanan yolculuğu ve ölümüne kadar olan süreci detaylı bir şekilde tanıkları ve arşiv görüntüleriyle etkili bir şekilde anlatmakta.  

Bir aylık bir çalışmayla örgütlenen etkinliklere göçmen kitlesinin ilgisi olumlu oldu. Anma etkinlikleri kapsamında salon etkinliği gerçekleştirildi. Açık alanda yapılması planlanan etkinlik kötü hava şartlarından kaynaklı salonda yapıldı. Kitle katılımının istenilen düzeyde olmadığı etkinlik, canlı ve coşkulu geçti. 

Alanda faaliyet yürüten kurumların sanatsal çalışmalarının  yer aldığı program oldukça beğeni topladı ve göçmen kurumlarında kültür sanat çalışmalarının yürütülmesinin önemi açısından da önemli bir çalışma oldu. Uzun bir dönemdir göçmen kurumlarında sanatsal çalışmaların yürütülememesi kurumların daralmasını da beraberinde getirmektedir. Etkinlik öncesi İnnsbruck’da anti-faşist dost kurumlara yapılan operasyondan kaynaklı programda kısmi aksamalar yaşanmasına rağmen etkinlik planlanan tarzda ve başarılı bir şekilde gerçekleştirildi.  Program, açılış konuşması ve Yılmaz Güney şahsında devrim ve demokrasi mücadelesinde ölümsüzleşenler için bir dakikalık saygı duruşuyla başlatıldı.  Açılış konuşmasının ardından programa geçildi. Almanca devrimci marşlar söyleyen ve anti faşist mücadelede aktif olarak tutum alan sanatçı Ria Rattenfuchs yapılan operasyonda göz altına alınmasından kaynaklı etkinliğe katılamadı.  

İlk sahneyi ADKH bünyesinde çalışmalarını sürdüren Armağan Kırbaşoğlu ve gurubu aldı. Kendi besteleri, Türkçe ve Kürtçe ezgilerden oluşan program beğeni topladı. Programda, Rote Atelier ve Örgütleyici kurumlar adına sınıf mücadelesinde Kültür ve Sanat mücadelesinin önemi üzerine sunumlar gerçekleştirildi. Almanca ve Türkçe gerçekleştirilen sunumlarda sanatın sınıf mücadelesi açısından önemi, egemen sınıfların kitleleri yozlaştırma politikalarına karşı ilerici devrimci sanat çalışmaları ve anti emperyalist mücadelede devrimci sanatın önemi belirtildi.  Sunumların ardından Wörgl Demokratik Göçmenler Derneği kapsamında çalışmalarını yürüten Leyla sahne aldı. Halk türküleri, deyişler, Kürtçe ve Türkçe ezgiler beğeniyle izlendi.  

Ardından ATİGF Innsbruck Göçmen Emekçiler Derneği bünyesinde çalışmalarını yürüten Umut Sanat Atölyesi sahneye çıktı. Devrimci Kültür ve Sanat alanında ki çalışmaların sekteye uğradığı bir süreçte, bu tür adımların Sınıf mücadelesine önemli katkıları olacağı bilinciyle hareket eden gurup, seslendirdiği güzel eserleriyle beğeni topladı. Cem Yolaçan’ın sahne almasıyla devam eden program halaylarla sonlandırıldı. Kolektif emek ve çabayla örgütlenen etkinlikler, içinden geçilen süreçte anti-faşist devrimci demokratik güçlerin eylem birliği ve ortak iş yapma kültürü açısından önemli oldu.

Fotoğraflar