Viyana'da,

Viyana'da, "Suriye'de Alevi Katliamı ve Görevlerimiz" Konulu Panel Gerçekleştirildi

   21.12.2025 tarihinde Avusturya’nın Viyana kentinde, Suriye’de Alevi Katliamı başlığıyla panel gerçekleştirildi.

   Avusturya Demokratik Haklar Federasyonu, Avusturya Demokratik İşçiler Federasyonu ve Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği’nin organize ettiği panel, saygı duruşu ve ardından video gösterimiyle başladı.

   Alevi Bektaşi Federasyonu adına söz alan Aydın Deniz, Suriye’de Alevilere yönelik katliam vahşetini detaylarıyla aktardı.

   HTŞ’nin iktidar olduğu “Yeni Suriye”de, başta Aleviler olmak üzere farklı inançlardan ve ulusal kimliklerden azınlıklara yönelik baskı ve katliamlar devam ediyor. Alevilere yönelik, insanlığa karşı suç kapsamına girecek türden saldırılar yapılıyor. Cihatçı çetelerin bu saldırılarına tepkisiz ve sessiz kalmayan Aleviler, dünya çapında örgütlenmenin ve devrimci demokratik güçlerle birlikte sürece müdahale etmenin gerekliliğine vurgu yaptı.

   Emperyalist ve Siyonist devletlerin ikiyüzlülüğünü görmeliyiz. Emperyalist, siyonist tarafların katliamını durdurmaya dönük hiç bir girişiminin olmadığını diplomasi girişiminin de sonuçsuz kaldığını belirtmeliyiz. Örneğin Avrupa Birliği ile yapılan görüşmelerde Katliamın belgeleriyle kendilerine sunmamıza rağmen AB temsilcileri bizleri ikna etmeye çalışarak, sakin olmamızı, yeni bir yönetim olduğunu ve belirli taşkınların olabileceğini söylediler. Bizlerin talebi desteğin kesilmesine yönelikti lakin ertesi gün HTŞ’ye 8 milyar Euro para yardımı yaptılar. Bu para Suriye'nin yeniden yapılandırılması adı altında cihadistlere hibe edildi.

   Hala Aleviler, “eski rejimin kalıntısı” olarak damgalanıyor ve bu gerekçeyle askerî operasyonlara maruz kalıyorlar. Bu operasyonların yanı sıra Alevilere yönelik sistematik saldırılar, onların hayatını daha da zorlaştırıyor. Suriye’nin farklı bölgelerinde rapor edilen olaylar, Alevi ve Hristiyan azınlıklara karşı işlenen hak ihlallerinin artarak devam ettiğini gösteriyor.

  ADHF adına söz alan temsilci; Emperyalizm ve onun yerli işbirlikçilerinin ezilen halklar üzerindeki barbarlıklarının ve katliamlarının devam ettiğini belirtti. 14 yıllık savaşta toplamda 150.000 Alevi hayatını kaybetmiştir, Suriye ordusunun da %40'ı Aleviydi. Tüm bu büyük yıkım ve acılara rağmen Büyük Ortadoğu Projesi’nin devam ettiğini belirten temsilci, HTŞ’nin ve emperyalist devletlerin bu katliamlarının yeni olmadığını, yıllardır Orta Doğu’da, özelde ise Suriye’de sürdürülen emperyalist talan savaşlarının bugün daha da büyük bir boyut kazanmış durumda olduğunu ifade etti.

   Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Lazkiye, Tartus ve Humus bölgelerinde; kadın, çocuk demeden sivillere yönelik saldırılar yapılmakta, binlerce insanın katliamına tanıklık edilmektedir. Bu saldırıları gerçekleştirenlerin HTŞ (Heyet Tahrir Şam) gibi cihatçı gruplar olduğu görülse de, asıl katillerin ABD, İsrail, İngiltere, Türk devleti ve bilumum gerici güçler olduğu unutulmamalıdır.

   Suriye’deki bu insanlık dışı katliamlar, emperyalist barbarlıkların ve vekâlet savaşçıları eliyle gerçekleştirilen zulümlerin sonucudur. Bu saldırıların gelecekte de devam etmesini engellemek için halkların örgütlenmesi ve topyekûn bir karşı duruş sergilenmesi gerekmektedir. Eğer örgütlü bir direniş sağlanmazsa, bugün yaşananların yarın da devam etmesi kaçınılmaz olacaktır.

  Bu gerçekliğin bilincinde olarak, tüm halkları ve ilerici güçleri bu saldırılara karşı birleşik bir mücadele için dayanışmaya davet ediyoruz diyerek, konuşmasını sonlandırdı 

  Son olarak ADİF temsilcisi konuşmasını yapmak için söz aldı. Suriye devletinin tarihsel sürecine değinen temsilci, çok uluslu bir devletin emperyalist kapitalist aşamada ortaya çıktığını ve farklı millet ve inançlara mensup halklardan oluştuğunu ifade etti. Sömürge dönemlerinde özellikle Fransa’nın himayesinde üç devlet biçimini aldığını, Alevi devletine tarihte tanıklık ettiğimizi belirtti. Aleviler, Suriye nüfusun önemli bir kesimini oluşturuyor. 

   Ulus devlet süreciyle Aleviler, merkezi orduya alındılar. Hafız Esad da bu süreçte ortaya çıktı. Darbeler süreciyle kendi iktidarını sağlama alarak zengin Sünnileri yanına çekmeyi başaran Esad, Sünnileri de ikiye bölmeyi başardı. Hafız Esad yönetimi altında Aleviler de ezildi. Baas rejimi, Hafız Esad’ın Meclis atamalarını da yaparak iktidarı elinde tutmasını sağladı. Devlet başkanlığı için 40 yaş ve üstü uygulaması varken, bu Beşar Esad için 34’e indirildi. Babadan oğula, krallık gibi ülkeyi yönetmeye devam eden bir sürece tanıklık ettik.

  Arap Baharı’yla başlayan süreç, 2024 yılında HTŞ ve emperyalistlerin Esad’ı devirmesiyle son buldu. HTŞ’nin emperyalistlerin hizmetinde olduğu belirtildi. Suriye tecrübesi göz önünde bulundurularak örgütlenmenin önemine vurgu yapan temsilci, güçlü antifaşist örgütlenmelere ihtiyaç olduğunu, Alevilerin de örgütlü bir güce dönüşmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, konuşmasını sonlandırdı 

  Katılımcılar, soru ve görüşleriyle panele katkı sunarak görevler temelinde önerilerde bulundular.

Farklı fikir ve yaklaşımların tartışıldığı panel başarıyla sonuçlandı.